Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/16018 E. 2011/950 K. 27.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/16018
KARAR NO : 2011/950
KARAR TARİHİ : 27.01.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, …,… Yaylası mevkii …,… ada 52 parsel sayılı sırasıyla 1035,83 m2 bağ, 2168,19 m2 bahçe, 2963,85 m2 bağ, 21778 m2 tarla niteliğiyle …, …,… zilyetliğindeyse de, Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14.01.2000 gün ve 1040 sayılı kararı ile kabul edilen … Tarihi Sit alanı içinde kaldığı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyecek yerlerden olduğundan söz edilerek, zilyetleri de beyanlar hanesine yazılarak Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı gerçek kişi, taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen KABULÜNE, çekişmeli parsellerin davalı Hazine adına olan kadastro tesbitlerinin iptaline ve 125, 4 ve 6 parsellerin davacı …, 52 parselin ise davacı … ve davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dva dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Davacının davası zemine yöneliktir. Davalı Hazine tarafından muhdesata yönelik olarak bir dava açılmamış Hazine açılan davaya katılmamıştır.
Mahkemece dava konusu taşınmazlar kadastro tutanaklarında belirtilen hukuksal nedenlere dayanılarak davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı taraf vergi kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazların adına tescili gerektiğini öne sürüp dava açmıştır.
Kültür Bakanlığı Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14.01.2000 gün ve 1040 sayılı kararıyla; Afyon ve Kütahya İllerin sınırlarında kalan ve 22.10.1981 gün ve 17492 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, Bakanlar Kurulunun 31.08.1981 ün ve 8/3580 sayıl kararı gereğince, Ekli haritada Dumlupınar ve Kocatepe Tanıtma Merkezlerinin 500 metrelik bantla bir birinde bağlanması ile oluşturulan Başkomutanlık tarihi Milli Parkının Dumlupınar kısmının, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 03.04.1990 gün ve 1067 sayılı kararına uygun olarak, tarihi sit alanı olarak tescil edildiği, ancak Kocatepe kısmının değerlendirilmediğine değinilerek, Başkomutanlık Milli Parkının Kütahya İli sınırlarında kalan Dumlupınar kısmının tescili ile ilgili, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 03.04.1990 gün ve 1067 Sayıl Kararının geçerli olduğu ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını koruma Yüksek Kurulunun 19.04.1996 gün ve 421 sayılı kararına göre işlem yapılması uygun görülmüştür.

-2- 2010/16018 – 2011/950

Mahkemece sit alanlarını belirleyen haritaların uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin, Başkomutanlık Milli Parkı nın Kocatepe bölümü için ilan edilen ve tescil edilen sit alanı içinde kaldığı ancak, davacı taraf yararına kadastro tesbit gününden önce, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuşsa da, Hukuk Genel Kurulunun 09.11.1988 gün ve 1988/8-542 E., 893 K. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 05.05.2003 gün ve 2002/8569 E, 2003/3161 K., 12.07.2005 gün ve 2005/3703 E, 2005/5342 K. 7. Hukuk Dairesi 17.02.2004 gün ve 2003/3655 E, 2004/440 K, 1. Hukuk Dairesinin 02.07.2008 gün ve 2008/6404 E, 2008/8270 K sayılı kararlarında da değinildiği gibi, 2873 sayılı Milli Parklar Yasasının 15. maddesi ile bu kanun kapsamına giren yerlerin özel mülkiyete konu teşkil edecek biçimde tapuya tescili ve zilyetlikle yoluyla kazanılması olanağı yoktur. Açıklanan hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 27/01/2011 günü oyçokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

KARŞI OY YAZISI

Dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinden önce 2873 Sayılı Milli Parklar Kanununun 3. maddesi gereğince Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilen milli park alanında kalması nedeniyle Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14.01.2000 gün 1040-1041 sayılı kararları ile Kocatepe Tarihi Sit Alanı olarak tescil edildiği, toplanan deliller ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık da bulunmamaktadır.
2873 Sayılı Kanunun 15. maddesi gereğince milli park alanında kalan taşınmazların zilyetlikle kazanılması mümkün değil ise de, kanunun 5. maddesinde milli park alanları içerisinde kalan gerçek ve tüzel kişilere ait taşınmazların kamulaştarılacağı öngörülmüştür.
Bu hükümden kanunun kazanılmış haklara dokunmadığı, yeni yasa ve düzenleyici kuralların geriye yürütülemeyeceği ve tamamlanmış hukuki durumları etkilemeyeceği, onlar üzerinde hukuki sonuç doğurmayacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca; taşınmazlar 5663 Sayılı Yasa ile değişik 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 11. maddesi kapsamına giren yerlerden de değildir. Dosya içeriğinden taşınmazların milli park alanı olarak ilan edildiği tarihe kadar davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararı doğru olup ONANMASI görüşü ile çoğunluğun BOZMA kararına katılmıyorum.