Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/15595 E. 2011/988 K. 14.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15595
KARAR NO : 2011/988
KARAR TARİHİ : 14.02.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili ve davalı gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu … köyü 113 parsel sayılı 4550 m2 yüzölçümündeki taşınmaz … adına tescil edilmiştir. Davacı Hazine vekili, taşınmazın 2/B ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin fen bilirkişi krokisinde (b) harfiyle gösterilen 515,29 m2 ve (c) harfiyle gösterilen 117,37 m2 bölümlerine ilişkin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline, kütüğün beyanlar hanesine 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkartılmıştır şerhi verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ve davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 Sayılı Yasaya göre 12.12.1945 tarihinde Resmi Gazetede ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1744 Sayılı Yasaya göre 17.07.1978 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. Madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman ve fen bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu taşınmazın 3116 sayılı yasaya göre 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kısmen kaldığı, 31.12.2981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılma işleminin de kesinleştiği taşınmaz kısmen daha önce yapılan orman kadastro sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.’nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026. (E.M.Y. 934 – İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını,
sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023. (E.M.Y.931 – İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı belirlenerek kaydın kısmen iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, karar tarihinden sonra 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile getirilen 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 36. maddesinde; “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre “bu kanunun 36/A maddesi hükmü henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır” hükümleri uyarınca davalılar aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hükmün 3 ve 4 numaralı bendlerinin tamamen iptal edilerek hüküm yerinden çıkartılmasına ve bunun yerine 3 numaralı bent olarak ” 3- 3402 Sayılı Yasanın 6099 Sayılı Yasa ile değişik 36/ A maddesi ile geçici II. maddesine göre; davacı Hazinenin yaptığı tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve aynı yasa hükmü gereğince davacı Hazine yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün HYUY’ nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişilere yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 14.02.2011 günü oybirliğiyle karar verildi.