Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/15588 E. 2010/16468 K. 22.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15588
KARAR NO : 2010/16468
KARAR TARİHİ : 22.12.2010

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

1996 yılında yapılan kadastro sırasında … Köyü 105 ada 46 parsel sayılı 14.195,98 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden tarla niteliği ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar … … ve … adlarına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, zilyetlikle kazanılamayacağı iddiasıyla, … … ve arkadaşları irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, dava dosyaları birleştirildikten sonra davaların reddine dava konusu taşınmazın tespit gibi davalılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davacı Hazine tarafından temyizi üzerine bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25.1.2000 gün 2000/104-74 sayılı bozma kararında özetle: “Çekişmeli taşınmazın sınırında orman bulunduğu halde orman araştırması yapılmadığı, bu sebeple yörede orman kadastrosunun yapılıp yapılmadığının orman yönetiminden sorularak alınacak cevaba göre yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılardan Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 13.07.1977 tarihinde, itirazlar sebebiyle 23.12.1981 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması vardır.
Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan orman bilirkişi … … ve … bilirkişi … … tarafından ortak düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldığı, orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış ise de rapor ekindeki hat uygulaması 4 OTS’yi gösterir şekilde yapılmış olup hat uygulaması bir örneği dosyada bulunan tahdit haritası ile gidiş yönü, açı ve mesafe değerleri itibariyle uyumsuzdur. Mahkemece bu yön üzerinde durularak uyumsuz ve çelişki giderilmemiştir. Tahdit haritası ile çelişen krokiye dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu haliyle uzman bilirkişilerin orman tahdit haritası ve tutanaklarını nasıl uyguladığı net olarak anlaşılamamaktadır. Bundan ayrı çekişmeli taşınmazın eski tarihli memleket haritası ile 1970-1975’li yıllara ait memleket haritası ve bu haritaların yapımında esas alınan … fotoğraflarındaki konumları belirlenmemiştir.
Kural olarak bir yerde, 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden sonra yapılıp kesinleşen orman kadastrosu varsa o yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesinleşen orman kadastrosu harita ve tutanaklarının uygulanması sonucu belirlenecektir.
Nevar ki; davacılardan Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığına göre, dava konusu taşınmazın yalnızca kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp zilyetlikle kazanılması koşullarının bulunup bulunmadığının ve ayrıca 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış orman olup olmadığının da araştırılması gerekir.
Bu sebeple; mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yöreye ait eski tarihli memleket haritası, 1970-1975’li yıllara ait memleket haritası, bu haritaların yapımında esas alınan … fotoğrafları ile amenajman planı bulundukları yerlerden getirtilerek önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek iki mühendis ve bir harita mühendisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 10 ya da 12 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, ayrıca en eski tarihli memleket haritası ile … fotoğrafları ve varsa amenajman planı, çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; … ve uzman orman bilirkişilerden, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine bilgisayar ortamında (… veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, keşifte, çekişmeli taşınmaz hakim tarafından gözlemlenmeli, taşınmaz üzerinde neler bulunduğu, ( bitki örtüsü, ağaçların cinsi,sayısı, orman ağaçlarının toplumu dağınık mı bulundukları vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı, çekişmeli yeri sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun tespiti halinde davanın kabulüne karar verilmelidir..
Çekişmeli taşınmazın, orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, bu kez; davalı kişiler hakkında 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak 1970-1975 yıllarına ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik … fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogonometri yöntemiyle düzenlenmiş harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman mühendisi ile birlikte … fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, …, ziraat ve
orman bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, taşınmazın sınırında … bulunduğundan Jeoloğ bilirkişiden taşınmazın … yatağından kazanılıp kazanılmadığı yönünde rapor alınmalı, kadastro tesbit tarihine kadar geçen zilyetlik süresinin iktisap için yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalı, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (H.G.K. 30/03/1994 gün ve 1993/8-939-1994/176 sayılı kararı), komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları ile kadastro tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar davalı kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacı ile eklemeli zilyet/ler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, … ve susuz olarak kazanılmış … miktarı belirlenip, yasanın getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılardan Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22/12/2010 günü oybirliği ile karar verildi.