YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15371
KARAR NO : 2011/824
KARAR TARİHİ : 26.01.2011
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
D.DAVALILAR : ORMAN YÖNETİMİ – … – … VE ARKADAŞLARI
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili ve dahili davalı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, …köyü … ada 137 ve … ada 3 parsel sayılı sırasıyla 1093913,83 m2, ve 10017;35 m2 yüzölçümlü taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufunda olan ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden oldukları gerekçesiyle ham toprak niteliği ile davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı, kendi adına tespit gören … ada…-140 parsel kapsamında olan bir kısım yerlerin … ada 137 sayılı parsel içinde bırakıldığını ve hazine adına tespit gören … ada 3 parselin yine kendi adına tespit gören … ada 4 parsel ile bir bütün halinde olduğu ve bu parselin bütünüyle kendisine ait olduğunu iddia ederek tespite itiraz davası açmıştır. Mahkemece, açılan davanın reddine ve …,…. İlçesi, …Köyü, … ada 3, 4, … ada 137, … ada… ve … ada 140 nolu parsellerin tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … vekili ile dahili davalı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 5304 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, davaya konu taşınmazlar orman sınırları dışında bırakılmıştır.
1) Kadastro tesbiti ham toprak niteliği ile Hazine adınadır. Davacı gerçek kişinin açtığı kadastro tesbitine itiraz davasında, mahkemece ara kararı ile davaya dahil edilmesi Orman Yönetimine taraf sıfatı kazandırmayacağı gibi, Orman Yönetiminin 3402 Sayılı Yasanın 26/D maddesine göre davaya yöntemine uygun harçlı bir katılımı da bulunmadığı, mahkemece Orman Yönetiminin davaya dahil edilmesinin taraf sıfatı kazandırmayacağı ve davada taraf olmayanlarda hükmü temyiz edemeyeceğine göre, Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı gerçek kişinin … ada 3 parsel ve … ada 137 sayılı parselin krokide A1,B1 ve B2 ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Çekişmeli … ada 3 ve … ada 137 parselin krokide A1, B1 ve B2 bölümlerinin eylemli orman niteliğinde bulundukları ve zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı gerçek kişinin taşınmazın bu bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
-2-
2010/15371 – 2011/824
3) Davacı gerçek kişinin … ada 137 sayılı parselin krokide A, B ve C ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece dava konusu … ada 137 sayılı parselin krokide A, B ve C ile gösterilen bölümleri orman olduğu gerekçesiyle davacı kişinin taşınmazın bu bölümlerine ilişkinde davasının reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; ziraatçı bilirkişi krokide A, B ve C ile gösterilen bölümlerin kültür arazisi vasfında olup, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması gereken yerlerden olmadığını ifade etmesine rağmen, mahkemece orman araştırması yapılmadan taşınmazın orman olduğu gerekçesine dayanılması doğru değildir. Ayrıca, zilyetlik araştırması da yöntemine uygun olarak yapılmamıştır.
Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı orman yönetiminden sorularak, yapıldı ise; orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin dosyaya getirtilmesi, yapılmadı ise veya 5304 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 4. Maddesine göre yapılmış ise kesinleşmeyeceğinden; en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri veya orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleştiğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın 6831 sayılı yasanın 17/2 maddesi kapsamında orman içi açıklığı olup olmadığı da değerlendirilmelidir. Eğer yukarıda belirtilen şekilde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu var ise; orman kadastro haritası ve tapulama paftası ölçekleri eşitlenerek birbiri üzerine aktarılarak taşınmazın tahdit hattına göre konumunun belirlenmesi gerekir.
Yukarıda anlatılan şekilde yapılacak araştırma sonucunda, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu yerin;
-3-
2010/15371 – 2011/824
1) Orman sayılan veya orman rejimine girmiş (15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliği madde 26) yerlerden yada 3402 Sayılı Yasanın 16. maddesinde belirtilen özel mülkiyete tabi olmayacak, kamu mallarından olduğunun belirlenmesi (3402 Sayılı Yasanın 16. md. A, B, C, D bentleri kapsamında kalan yerler),
2) Kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğunun anlaşılması (3402 Sayılı Yasanın 17/1. maddesi gereğince orman yetiştirilmek üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen arazi ya da başka bir amaçla kamu hizmetine tahsis edilen arazi, imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılamaz. H.G.K. 03.06.1998 gün 1998/8-347-394 ve 12.12.2001 gün 2001/20-118-1156 S.K.),
3) İl, İlçe ve kasabaların nazım veya uygulamalı imar planlarının kapsadığı alanlarda kaldığının saptanması (3402 Sayılı Yasanın 17/2. md. H.G.K. 25.04.2001 gün 2001/20-390-396 S.K.),
4) Tescil davalarında, davanın açıldığı; kadastro tesbitine itiraz davalarında ise kadastro tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması,
5) Kadastro tesbit ve tescil harici bırakma işleminin kesinleştiği tarihten tescil davasının açıldığı tarihe kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmemiş olması (H.G.K.’nun 22/03/1995 gün 1994/8-873-216 ve 19/02/1997 gün 1996/8-768-100 ve 24/09/1997 gün 1997/20-372-718 ve 18/02/1998 gün 1998/8-15-129 sayılı kararları),
6) O yerde orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, taşınmazın 6831 Sayılı Yasanın 17/2. ve Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a. Maddeleri kapsamında orman içi açıklık konumunda bulunması (H.G.K.nun 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034 ve 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-582 sayılı kararları ile orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmiştir.),
7) Dava konusu taşınmazın veya yakın çevresinin arazi kadastro ekiplerince kadastro paftası üzerinde orman nitelemesi yapılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (H.G.K.nun 21.01.2004 gün 2004/8-15-7 ve 12.05.2004 gün 2004/8-242-292 ve 12/03/2008 gün ve 2008/20-214-241 sayılı kararları),
8) Kadastro (Tapulama) Komisyonu tarafından orman sayılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (H.G.K.nun, 24.10.2001 gün 2001/8-964-751 ve 13.02.2002 gün 2002/8-183-187 sayılı kararları),
9) 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fırkasında yazılı,
a) 4785 Sayılı Yasayla Devletleştirilmiş orman,
b) 3116 Sayılı Yasanın Geçici 1. maddesine göre kamulaştırılmış orman,
c) 6831 Sayılı Yasanın 3. maddesine göre orman rejimine alınmış yer,
d) Aynı Yasanın 13. maddesinin (B) bendine göre orman olarak ağaçlandırılan veya ağaçlandırılacak yer,
e) Aynı Yasanın 24. maddesine göre kamulaştırılan ya da diğer suretle orman yetiştirmek üzere kamulaştırılan yer,
f) Devlet Ormanı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan yer,
g) Herhangi bir nedenle orman sınırı dışında kalmış orman,
-4-
2010/15371 – 2011/824
h) Maliye Bakanlığınca orman olarak tahsis edilmiş yerlerden ağaçlandırılmış ya da ağaçlandırılmak üzere planlanmış saha,
ı) Orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alan olduğunun belirlenmesi halinde bu tür yerlerin herhangi bir şekilde komisyonlarca sınırlama dışı bırakılmış veya orman sayılmamış olmasının bu yerlerin orman olma vasfını ortadan kaldırmayacağı düşünülerek başka bir araştırmaya gerek kalmadan Hazine davasının kabulü ile dava konusu taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmelidir (H.G.K.’nun 15/03/2006 gün 2006/8-…-68 sayılı kararı).
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsel tutanakları ve dayanağı kayıtları getirtilip uygulanmalı, mahalli bilirkişi, tutanak bilirkişileri ve zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
4) Ayrıca … ada 4 ve … ada… ve 140 sayılı parseller dava konusu olmadıkları ve davacı kişi adına tapu kayıtları oluşturulduğu halde bu parseller bakımından tespit gibi tescillerine karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: 1) Yukarıda 1. nolu bentte açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde peşin harcın geri verilmesine,
2) Yukarıda 2. nolu bentte açıklanan nedenlerle; … ada 3 ve … ada 137 parselin krokide A1, B1 ve B2 ile gösterilen bölümlerine ilişkin davacının temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümler hakkındaki kararın ONANMASINA,
3) Yukarıda 3 nolu bentte açıklanan nedenler ile … ada 137 parselin krokide A, B ve C ile gösterilen bölümleri ile 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle: … ada 4, … ada… ve 140 parseller yönünden hükmün BOZULMASINA 26/01/2011 günü oybirliği ile karar verildi.