YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15337
KARAR NO : 2011/838
KARAR TARİHİ : 26.01.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … Köyü 101 ada 1 parsel sayılı 26377008,99 m2 yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı gerçek kişi, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 101 ada sayılı taşınmaz içinde kalan yerin tespitinin iptali istemiyle kadastro mahkemesine dava açmıştır. Kadastro Mahkemesince, 30 günlük askı ilan tarihinden sonra dava açıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine, davacı vekilinin başvurması ile dosya Asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda ise, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kesinleşmiş orman tahdidi içindeki taşınmazın tapusunun zilyetliğe dayalı olarak iptal ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 2007 yılında yapılıp 11/06/2007 ila 11/07/2007 tarihleri arasında askı ilanı yapılarak 12/07/2007 tarihinde kesinleşen ve çekişmeli taşınmazın da içinde kaldığı orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu 2007 yılında yapılarak kesinleşmiş dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu kaydı oluşmuş ve taşınmaz kamu malı olmuştur. Temyize konu dava 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde anılan 10 yıllık süre içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak açılmıştır. Ne var ki; kesinleşen orman kadastrosunun iptali 3402 Sayılı Yasanın 16/D ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 11/1. maddesi gereğince ancak tapuya dayanılarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde istenebilir. Davacı tapuya dayanmadığından hak düşürücü süre nedeniyle kesinleşen orman kadastrosunun iptalini isteyemeyeceğine göre mahkemece davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak; mahkemece 16/02/2010 tarihli celsede alınan keşif ara kararına istinaden davacının yatırmış olduğu 547,50 TL keşif giderinin, keşif yapılmadığı için talep halinde davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 3. bendinden sonra 4. bend olarak “4- Davacı tarafça yatırılan 547,50 TL keşif giderinin talep halinde davacıya iadesine,” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın
-2- 2010/15337 – 2011/838
438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 26/01/2011 günü oybirliğiyle karar verildi.