Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/15234 E. 2011/3779 K. 04.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15234
KARAR NO : 2011/3779
KARAR TARİHİ : 04.04.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.12.2008 tarih 2008/15774 – 18728 sayılı kararında: “Aynı gün ve daha önce Dairede temyiz incelemesi yapılan, birbirine bitişik ya da yakın komşu olan ve tümü 1995 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda orman arazisi olarak sınırlandırılan taşınmaza komşu bulunan, dava konusu parselin bir kısmı vergi kayıtlarına, bir kısmı hem vergi kaydı hem sınırı yazılı olmayan vergi beyannamesine, bir kısmı da belgesiz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı kişi adına tespit edildiği, Hazine tarafından bu parselin tümü hakkında aynı iddia ile dava açıldığı, bir kısım parsellere uygulanan 1936 tarihli vergi kayıtlarının orman tahdit yönünü orman, çalılık, taşlık gibi değişebilir sınırlar okuduğu, mahkemece vergi kayıtlarının yüzölçümüne değer verilerek kayıt fazlasının ormandan açıldığı gerekçesiyle Hazine adına, kayıt miktarının da davalı kişi adına tesciline karar verildiği, 1936 tarihli vergi kayıtları ile sınırları yazılı olmayan ancak yüzölçümü belirtilen 1977-1981 yıllarına ait emlak beyanname kayıtları uygulanan parsellere ait dava dosyalarında daha fazla yüzölçümlü emlak beyan kayıtlarına değer verilerek hüküm kurulduğu, tüm dosyalarda birbirine yakın olan parsellerde ormancı bilirkişiler tarafından düzenlenen ve kesinleşen orman kadastro haritaları ile kadastro paftalarının irtibatlı olmadığı, dava konusu taşınmaz ormana bitişik olduğu halde eski ve yeni tarihli memleket haritaları ile hava fotoğrafları uygulanıp bu belgelerde dava konusu parselin konumunun ve niteliğinin gösterilmediği, zilyetlik konusunda beyanda bulunan bilirkişi ve tanık beyanlarının doğruluğunun bu resmi belgelerle denetlenmediği, kayıt miktar fazlası bulunan parsellerin bazılarında kayıt miktar fazlasının tarla niteliği ile bazılarında eylemli durum gözönünde bulundurulup meşelik ya da ham toprak niteliği ile tescil edildiği, çekişmeli taşınmaza komşu veya yakın komşu parsellerin bir kısmının da çamlık niteliği ile Hazine adına tespit gördüğü, Hazine davasının kısmen kabul edildiği dosyalarda genellikle kişilerin bir temyizinin bulunmadığı, Hazine davasının tamamen ya da kısmen red edilen dosyaların tümümün Hazine tarafından temyiz edildiği, bu nedenlerle Hazine davasının kısmen kabulüne karar verilen ve davalı kişilerce temyiz edilmeyen bölümler yönünden Hazine yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu, ne var ki Hazine davasının kısmen ya da tamamen reddine karar verilen dosyalarda yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm vermeye yeterli olmadığı” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan davanın reddine 101 ada 377 sayılı parselin tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede tespit tarihinden önce 1990 yılında yapılan ve 14.12.1990 kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 04/04/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.