Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/15161 E. 2010/16426 K. 21.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15161
KARAR NO : 2010/16426
KARAR TARİHİ : 21.12.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.05.2004 gün ve 2004/2652-5324 sayılı bozma kararında; “Mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, genel arazi ve orman kadastro çalışmaları yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bu çalışmalarda taşınmazın ne gibi bir işlem gördüğü araştırılıp, taşınmazın geometrik konumu ve hukuki durumu saptanmamıştır. Yetersiz araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; öncelikle, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastro çalışmaları yapılıp yapılmadığı sorularak, yapılmış ise dava konusu taşınmazın bu çalışmalarda ne gibi bir işlem gördüğü, kadastro tespit tutanağı düzenlenip düzenlenmediği, kadastro tespit tutanağı düzenlenmiş ise kadastro tutanağının aslı ile yörede 3116, 1744, 2896, 3302 ve 3373 Sayılı Yasalara ve 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre orman kadastrosu ve 2/B madde çalışmaları yapılıp kesinleşmiş ise, bu işlemlere ilişkin işe başlama, sürdürme, sonuç ve ilanlara ilişkin ilgili tüm tahdit tutanakları ile haritalar getirtilip dosya içine konulduktan sonra, üç uzman orman yüksek mühendisi, bulunamadığı takdirde orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılarak, tutunulan tapu kaydının arazi üzerindeki konumu saptanarak, hangi parsellere revizyon gördüğü belirlenmeli, kesinleşen orman tahditlerindeki konumu kesin olarak saptanarak, tahdit hattı ile irtibatlı ve ortak imzalı kroki düzenlettirilmeli, kesinleşen orman tahdidinin bulunmadığı anlaşıldığı takdirde, getirtilecek eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafı ve amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli, memleket haritası ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulama ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın geometrik konumu ve hukuki durumu tespit edildikten sonra, yolsuz tescil hakkında bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1998 yılında orman kadastrosu ve 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılmıştır. Genel arazi kadastrosu 2007 yılında yapılmış, 30.07.2007 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu alan, 3402 Sayılı Yasanın 22/son maddesi gereğince tutanak düzenlenmeksizin tapu kütüğüne aktarılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve yörede orman kadastrosunun 1998 yılında yapılıp kesinleştiği, davacılar … ve arkadaşları, ortak miras bırakanları … … oğlu namı diğeri … oğlu … … adına Ağustos 1927 tarih 76 numarada 3/4 pay olarak kayıtlı 110 dönüm (101.109 m2) yüzölçümündeki taşınmazın Orman Yönetiminin açtığı dava sonucu 22.05.1933 gün 12-58 sayılı ve 1. Hukuk Dairesince 28.04.1934 tarih 798/1415 sayılı kararı ile onanıp kesinleşen … ‘in payı konusunda aleyhe bir karar verilmediği halde, bu payın da yolsuz olarak diğer 1/4 pay ile birlikte Orman Yönetimi adına Ağustos 1934 tarih 1 numarada tescil edildiğini, tescilin Medeni Yasanın 1025. maddesi gereğince yolsuz olduğunu belirterek iptal ve tescil davası açtığı, arz üzerinde bu yerin neresi olduğu konusunda herhangi bir yer bildirilmediği, tapu kaydının sınırlarının Doğusu: Kayalıksu, Batısı: …, Kuzeyi: Altınoluk ve Güneyi: Merayiviran Deresi olması nedeniyle 1998 yılında orman kadastrosu yapılıp kesinleşen Kuzören Köyü 7.963.303 m2 yüzölçümlü 101 ada 8 nolu parselin güney bölümünü oluşturan (A) işaretli 3.468.343 m2 ve Göynük Çukuru Köyü 4.749.306 m2 yüzölçümlü 127 ada 921 nolu ve yine Göynük Çukuru Köyü 9148 m2 yüzölçümlü 148 ada 2 nolu parsel ve Bulduk Köyü 21.661 m2 101 ada 18 nolu parselin sınırları içinde kalabileceği gerekçesiyle uzman bilirkişiler tarafından bu parsellerin krokilerinin düzenlendiği, davanın 2003 yılında orman kadastrosunun 1998 yılından sonra kesinleşmesinden sonra açılması nedeniyle 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince tapuya dayalı orman kadastrosuna itiraz davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, Kuzören Köyü 101 ada 8 nolu parselin Dikmentepe Devlet Ormanı, Göynük Çukuru Köyü 127 ada 921 sayılı parselin Dağlar Devlet Ormanı, 101 ada 18 parselin … Devlet Ormanı ismiyle orman kadastrosunun yapıldığı, 148 ada 2 nolu parselin ham … niteliğiyle kadastrosunun yapılıp kesinleştiği, sözü edilen orman parsellerinin 3402 Sayılı Yasanın 22/son maddesi gereğince kütüğe olduğu gibi aktarılması bakımından tespit tutanaklarının düzenlendiği ve bu işlemin davacıya … bir dava … vermemesi nedeniyle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesinin yasaya uygun bulunduğu, kesinleşmiş orman kadastrosunun 10 yıllık süre içinde iptalini dava edebilmek için hukuken geçerli bir tapu kaydının bulunması gerektiği, Çerkeş Asliye Hukuk Mahkemesinin davacıların miras bırakanının da taraf olduğu 22.05.1933 gün 12/58 sayılı kararı ve bunu onayan 1. Hukuk Dairesi kararında, tapu maliki … oğlu … …’in 1933 yılında görülen davanın devamı sırasında payını 3. kişilere sattığı ve üzerinde herhangi bir payının kalmadığının anlaşılması nedeniyle “H.Y.U.Y.’nın 186. maddesi gereğince Orman Yönetiminin … hakkındaki davayı zarara tahvil etmeden ve davacının müdahalesinin yenilendiğinin beyan etmeden üzerindeki kayıtların hükmünün kalmadığını öğrenmesine rağmen davalı …’ya husumet yöneltilmesinin yerinde olmaması nedeniyle davanın reddine ve esası olmadığı hükmen anlaşılan kayıtlara istinaden dava konusu y ere … ‘in müdahalesinin menine ve üzerindeki kayıtların Orman Yönetimi lehine tashihine ve asıl davalı … ‘in … olmadığını öğrendikten
sonra müdahaleyi terk ve kayıtlarının yıkılmasını beyan eden …, …, … ve …’e müddeabihe müdahale etmemelerinin tembihi ile üzerindeki kayıtların Orman Yönetimi adına tashihine karar verildiği ve bu kararın … tarafından temyiz edilmesi üzerine 1. Hukuk Dairesince, davalı …’ya husumet yöneltilemeyeceği sebebiyle aleyhine açılan meni müdahale davasının reddine dair verilen önceki hüküm Orman Yönetiminin temyiz etmemesi ve davalı …’nın aleyhine verilmiş bir hüküm olmaması sebebiyle …’nın temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına 28.04.1934 tarihinde karar verildiği, böylece kesinleşen bu kararda tapu maliki …’nın payını … ve diğerlerine sattığı, tapuda herhangi bir payının kalmadığı gerekçesiyle hüküm kurulduğu, kararın bu şekilde kesinleşmesinden sonra davacılar miras bırakanı …’nın Ağustos 1927 tarih 76 sıradaki payının Orman Yönetimi adına Ağustos 1934 tarih 1 numarada tescil edildiği, bu nedenle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirmeleri için geçerli bir tapu kayıtlarının bulunmadığı gibi, tarla niteliğindeki 101,109 m2 (110 dönüm) yüzölçümlü tapu kaydının eskiden beri orman niteliğinde olan yaklaşık 8.300.000 m2 yüzölçümündeki taşınmazlara mevki ve sınır olarak da uyduğunun kabul edilemeyeceği, bu durumda davacıların 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde öngörülen orman kadastrosuna itiraz davası açma konusunda hak düşürücü sürenin dahi geçtiği, kaldı ki davacıların zeminde kullandıkları bir yer olmadığı gibi dayandıkları tapu kaydının nereye uyduğunu dahi bilmeden dava açtıkları, davanın 1934 yılında kesinleşen mahkeme kararından 69 yıl sonra açılmış olması dahi bu kadar … bir zaman zarfında davacıların bu yerde haklarının olmadığını bilmemiş olmalarının yaşamın kurallarına ve hayatın olağan akışına uygun olmadığı anlaşıldığına göre, davacıların tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21/12/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.