Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/15004 E. 2011/834 K. 26.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15004
KARAR NO : 2011/834
KARAR TARİHİ : 26.01.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve elatmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … Yönetimi 08/03/2010 tarihli dilekçesi ile, …,… parsel sayılı 3000,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın, tapuda davalı … adına tarla vasfıyla kayıtlı olduğunu, yörede 123 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından 2006 yılında 6831 Sayılı Yasa gereği Orman Kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışması yapıldığını, çekişmeli taşınmazın 2006 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını belirterek davalı … adına tarla vasfıyla kayıtlı olan taşınmazın tarla olan vasfının orman olarak değiştirilerek orman vasfıyla Hazine adına tescilini ve elatmanın önlenmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne ve …, Cinsi: Tarla olan 3000 m² yüzölçümündeki davalı … adına kayıtlı 1290 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile Orman vasfıyla hazine adına kayıt, tesciline ve karar kesinleşinceye kadar davalının dava konusu taşınmaza vaki müdahalesinin men’ine karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali, tescili ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1984 yılında 766 Sayılı Yasa gereğince yapılan tapulama çalışmaları ile 16/10/2006 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve fen bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 2006-2007 yıllarında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı gibi eylemli biçimde orman niteliğinde bulunduğu, davacı … arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, orman kadastrosunun kesinleşmesiyle taşınmaz kamu malı niteliğini kazandığı ve mülkiyet hakkının Hazineye geçtiği, bu nedenle mahkeme kararının yenilik doğuran

-2-
2010/15004-2011/834

(inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari) bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023. (E.M.Y. 931 – İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı belirlenerek kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 11/01/2011 kabul tarihli, 19/01/2011 tarih ve 27820 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 36. maddesine eklenen (a) fıkrası ile Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; “bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 3 ve 4. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine “6099 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Yasanın 36.maddesine eklenen (a) fıkrası gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 26/01/2011 günü oybirliğiyle karar verildi.