Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/14996 E. 2011/1128 K. 15.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14996
KARAR NO : 2011/1128
KARAR TARİHİ : 15.02.2011

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki zilyetliğin tespiti ile 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazın, tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh verilmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kırıklı Köyünde 5831 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında 1460 sayılı parsel 2/B şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, taşınmazın 45 yıldan beri zilyetliğinde olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, zilyetliğin tespiti ile 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazın, tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh verilmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli, … Köyü 1460 sayılı parsel, 2/B madde uygulaması nedeniyle tarla niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesinde de ”6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır.”; ayrıca, ”parsel Teslime …’ın kullanımındadır”; konularında şerh konulmuştur. Mahkeme ise, işin esasına girerek keşif ve uygulama yapmadan dava koşulunun bulunmadığı, davacının davasının dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar vermiştir.
2924 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkındaki Yasada orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde yapılacak kullanım kadastrosunda bu yerlere muhdesat ile tasarruf edenler hakkında ne gibi işlem yapılacağı belirtildiği gibi, 27.01.2009 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5831 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Kadastro Yasasına eklenen 4. madde şöyledir “EK MADDE 4 – 6831 Sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 Sayılı Kanunla değişik 2’nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 Sayılı Kanunlarla değişik 2’nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11’inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir. Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.”.
Kadastro tespit tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynî bir hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden
istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 Sayılı Yasa ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesine ve 3402 Sayılı Yasanın Ek 4- maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir. Zilyetlik şerhine ilişkin itiraz iddia ve davaların 3402 Sayılı Yasanın 11. maddesindeki askı ilan süresinde ve kadastro mahkemesinde açılması gerektiğinden mahkemece 27/01/2009 tarihinde yürürlüğe giren 3402 Sayılı Yasanın Ek 4. maddesi hükümleri dikkate alınmadan, 4127 sayılı Yasa ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesi hükümlerine göre yasaya aykırı gerekçelerle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle; mahkemece, tarafların ileri sürecekleri delillerinin toplanması ve bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 15.02.2011 günü oybirliği ile karar verildi.