YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13804
KARAR NO : 2010/15435
KARAR TARİHİ : 09.12.2010
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVALILAR : HAZİNE- … K.T.K.- …
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi ve davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi; … Köyünde 5304 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun kısmi ilana çıkartıldığını, ancak dava dilekçesine ekli paftada İtrz- 11 olarak gösterilen alanın orman sayılan yerlerden olduğu halde orman sınırları dışında bırakıldığını belirterek, bu alanın orman niteliğiyle Hazine adına tescili isteğiyle dava açmıştır. Daha sonra yapılan kültür arazilerinin kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazın tespit tutanağı düzenlenip malik hanesi açık bırakılarak mahkemeye gönderilmiş, mahkemece; tutanak iktisabında zilyet olarak ismi yazılı kişiler davaya dahil edilip taraf oluşturulduktan sonra; dava konusu 315 ada 1 nolu parsele yönelik davanın kabulüne ve tespitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı yasanın 5304 sayılı yasa ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağının malik hanesi boş olarak gönderilmesine ve Orman Yönetiminin davası kabul edilmesine rağmen hüküm kısmında “… adına yapılan tespitin iptali ile” ve “sair kısmın davacı üzerinde bırakılmasına” denilmiş olması, ayrıca davacı … Yönetimi kendisini bir vekille temsil ettirdiği halde davacı … Yönetimi yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru değil ise de bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 1. bendinde yazılı “… adına yapılan tespitin iptali ile” ve 3. bendinde yazılı “sair kısmın davacı üzerinde bırakılmasına” cümlelerinin kaldırılması, 4. bent olarak da “davacı … Yönetimi kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden 3402 sayılı yasanın 31/son hükmüne göre 200,00.-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 0912/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.