Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/13792 E. 2010/16900 K. 28.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13792
KARAR NO : 2010/16900
KARAR TARİHİ : 28.12.2010

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 22/12/2006 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 29/09/2009 günü için yapılan tebligat üzerine, duruşmalı temyiz eden davacı … vekili Avukat … ile karşı taraftan davalı HAZİNE vekili Avukat … geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede yapılan kadastro sırasında, dava konusu … MAHALLESİ 236 ada 5 parsel sayılı taşınmaz çalılık ve fundalık niteliği ile Hazine tespit edilmiştir. Davacılar, 164 ada 5 ve 12 parsel sayılı taşınmazın 29/07/1959 tarih 100 sayılı ve 10/5/1963 tarih 9 sayılı, 236 ada 5 parselin 15/07/1944 tarih 58 ve 10/06/1963 tarih 11 sayılı (öncesi Mayıs 308 tarih 80 sayılı) tapuda kayıtlı olduğu ve zilyetliklerinde bulunduğunu ileri sürerek tespitin iptali ile adlarına tescili istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/451 ve 452 sayılı dava dosyalarında (Kadastro) dava açmışlar, davalar bağlantı nedeniyle birleştirilmiştir. Yargılama sırasında, davalı Hazine çekişmeli 164 ada 5 ve 12 parsel sayılı taşınmazların …’a devredildiğini bildirmesi üzerine … davaya dahil edilmiştir. Mahkemece, 22/10/1981 tarihli celsede 164 ada 5 ve 12 parsellin orman niteliği ile tespit harici bırakıldığı ve 236 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ise Hazine adına tespit edildiği nedeniyle, 164 ada 5 ve 12 parseller hakkındaki davalar tefrik edildikten sonra, 09/04/1987 gün ve 1981/361-1987/109 sayılı karar ile, davaya konu 236 ada 5 parsel hakkındaki dava reddedilmiş, kararın davacılar ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 14/5/1990 gün ve 1990/3983-4504 sayılı kararı, ile (Davacılar … ile … yönünden 04/03/1982 tarihinde davayı takip etmediklerini bildirmeleri üzerine davanın işlemden kaldırıldığına ve süresi içinde de yenilenmediğine göre, davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekirken, davanın reddi biçiminde hüküm tesisinin doğru olmadığı, davacı … yönünden ise, dayanılan tapu kaydının yöntemince uygulanmadığı gibi, avukatlık ücretinin dava konusu yerin dava tarihindeki değerinin saptanarak bu değer itibarıyla avukatlık ücretinin takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmeden maktu ücrete hükmedilmesinin doğru olmadığı, öncelikle davanın 3402 Sayılı Yasanın geçici ½ maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesine devredilmesinin gerektiği nedenleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak dava görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarıldıktan sonra, davacılar … ile …’in davasının açılmamış sayılmasına, davacı …’in davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 03/10/1944 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 04/12/1994 tarihinde ilan edilen ilk orman kadastrosunun aplikasyonu ile 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması çalışması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, kesinleşen orman sınırı dışındaki yerlerden olduğu, ancak dayanak Mayıs 308 tarih 80 numaralı mera ve çalılık cinsli tapu kaydının malikinin (KERİMESİ …) olup, davacı … ile akdi ve irsi bağlantının sağlanamadığı, kaldı ki; dayanılan tapu kaydının kadastro sırasında çevredeki 200’den fazla parsele miktarından fazla olarak uygulanarak kesinleştiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; davaya konu taşınmazın kadastro sırasında kimsenin kullanımında olmayan çalılık ve fundalık niteliği ile Hazine adına tespit edildiği ve eldeki dava nedeniyle tutanağı kesinleşmediği halde, yanlışlıkla tapuya tescil edilerek şuyulandırma işlemine tabi tutulduğu taşınmazın kadastro tespit tutanağı kesinleşmediği için yapılan işlemin yok hükmünde olduğu ve 3402 Sayılı Yasa uyarınca kadastro hakiminin doğru ve eksiksiz sicil oluşturmakla görevli olduğu gözetilerek, hüküm yerinde dava konusu parsel hakkında sicil oluşturulmamış olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple; hüküm fıkrasının ikinci bendine (dava konusu … MAHALLESİ 236 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi çalılık ve fundalık niteliği ile Hazine adına tesciline) cümlesinin eklenerek yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA ve yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 625.00.- YTL. vekalet ücretinin davacı davacı …’den alınarak, davalı HAZİNE’ye verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişiye yükletilmesine 28/12/2010 günü oybirliğiyle karar verildi.