YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13124
KARAR NO : 2010/16289
KARAR TARİHİ : 20.12.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tüzelkişiliği vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı şirket … Mahallesi 37 ada 58 parsel sayılı 1457791,37 m² yüzölçümünde ve orman niteliği ile Hazine adına tapuda kayıtlı olan “ …,… Çiftliği” olarak bilinen taşınmazın … yerinde bulunan ve 1980 yılında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması sonucunda orman kadastro komisyonu tarafından (1) ve (2) numara verilerek orman sayılmayan alan olarak sınırlandırılıp orman kadastrosu sınırlarınının dışında bırakılan toplam 125860 m² yüzölçümündeki taşınmazın Kadastro Mahkemesinin 1989/35 – 34 sayılı kararı ile devlet ormanı olarak sınırlandırılarak Hazine adına tescil edilmiş ise de bu işlemin haksız ve yasaya aykırı olduğunu belirterek Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı tüzel kişilik adına tapuya tescilini, bu taleplerinin reddi halinde ise davacı şirketin mülkiyet hakkından haksız olarak mahrum bırakılmasından … zararının karşılığı olarak fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı kalmak üzere şimdilik 52.861.200,00.- TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalı Hazineden alınmasını istemiştir. Dava, Orman Yönetimine ihbar olunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil ile talebin reddi halinde tazminata ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1940 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1952 yılında genel arazi kadastrosu, 09.10.1980 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi raporlarına göre, çekişmeli taşınmazların 4785 Sayılı Yasayla devletleştirilen ormanlardan bulunması nedeniyle bu taşınmazlara ait olduğu iddia edilen eski tapu kaydının hukuki geçerliliğini yitirdiği devlet ormanlarına bitişik olması nedeniyle iadenin mümkün bulunmadığı, 1980 yılında 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılmışsa da, Orman Yönetiminin davacı şirket aleyhine açtığı dava sonucu Kadastro Mahkemesinin 1989/35-34 sayılı kararı ile orman oldukları belirlenerek orman sınırları dışında bırakılma işleminin iptaline ve orman kadastro sınırları içine alınmasına karar verildiği ve hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 26.10.1990 tarihinde kesinleştiği ve bu tarihde taşınmazlar hukuken Devlet Ormanı olup, mülkiyet hakkı T.M.Y.’nın 633. Maddesi ve
-2-
2010/13124-16289
kesin hüküm nedeniyle Hazineye geçtiği, bundan sonra davacı şirketin orman kadastrosunu iptal ettirecek hiçbir yasal dayanağının kalmadığı, 6831 Sayılı Yasanın 11/1. Maddesi somut olaya uygulanamayacağı gibi bu maddede sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dahi geçtiği itiraz davasının kesinleştiği 26/10/1990 tarihinden itibaren taşınmazların mülkiyet hakkının Hazineye, kullanma hakkının da Orman Yönetimine geçmesi nedeniyle şirket adına olan tapu kaydı dahi iptal edilip orman niteliğiyle Hazine adına tescil edildiğinden davacı şirketin taşınmazla hiçbir hak ve ilgisinin kalmadığının anlaşıldığı, davacı şirketin mülkiyet haklarının sona ermesinden yaklaşık 18 yıl sonra açtığı bu davanın, zaman aşımına ve hak düşürücü sürelerin geçmesi aleyhinde 26/10/1990 tarihinde kesinleşen kesin hüküm bulunması nedeniyle bu davanın davacı şirkete … bir hak sağlamayacağı, hak düşürücü süregeçmekle bu hakların sona erdiği, mahkemece bu gerekçelerle davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. maddesinin 2. fıkrası gereğince davada, red sebebi ortak olan davalılar vekillerine tek vekalet ücreti verilmesi gerekirken, Orman Yönetimi ve Hazine yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının mükerrer 3. bendinde yer alan “117.700” rakamından sonra gelen “…” kelimesinin çıkartılmasına, yine aynı bendde yer alan “davalılara” kelimesinden sonra gelmek üzere “eşit olarak” kelimesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda … onama harcının temyiz edene yükletilmesine 20/12/2010 günü oybirliğiyle karar verildi.
…