Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/12465 E. 2010/16382 K. 21.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12465
KARAR NO : 2010/16382
KARAR TARİHİ : 21.12.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı Hazine, … Mahallesi 84 ada 4 parsel sayılı 749 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, yörede 1942 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde iken 1989 yılında yapılıp kesinleşen 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını belirterek, tapu kaydının iptali ile 2/B niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesi, süresinden sonra verildiği gerekçesiyle ek kararla reddedilmiş, bu karar da davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Orman Yönetiminin dava dilekçesinde, davalıların adreslerini 1994 yılında feshedilerek terk edilen şirket adresi olarak belirttiği, mahkemece dava dilekçesi ve karar tebliğinin kapalı bulunan adrese yapıldığı anlaşıldığından, kararın kesinleştirilmesi yok hükmünde sayılarak temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 73. maddesinde de belirtildiği gibi, mahkeme davanın taraflarını usulüne uygun olarak çıkaracağı tebligatlarla duruşmaya çağırmak zorundadır. Hakim tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden, uyuşmazlığın esasına gererek hüküm kuramaz. Taraf teşkili dava şartıdır.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle tapu kaydı malikleri olan davalılara dava dilekçesinin Tebligat Yasasında belirtildiği şekilde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ile taraf teşkilinin tamamlanması ve daha sonra tarafların savunması ve delilleri alınıp işin esasına girilerek gerekli araştırma yapılması ve ulaşılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili yapılmadan, davanın esasının girilip, hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 21/12/2010 günü oybirliği ile karar verildi.