YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12304
KARAR NO : 2010/15741
KARAR TARİHİ : 13.12.2010
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
DAVALILAR : … … VE ARK.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10.05.2007 tarih 2007/3163-6230 sayılı bozma kararında özetle; “Dairemizde değişik tarihlerde temyiz incelemesi yapılan ve aynı sebeplerle açılan dava dosyalarında orman kadastro çalışmalarına ilişkin evrakların eksik olduğu, çekişmeli taşınmazın bulunduğu … Köyünde ilk orman kadastrosunun 1948 yılında yapıldığı, 1949 yılında kesinleştiği, 1976 yılında 1744 Sayılı Yasaya göre aplikasyon ve 2. madde çalışmalarının yapılarak, 27.10.1977 tarihinde ilan edildiği, itirazlı yerlerde inceleme sonucunun 16.10.1978 tarihinde ilan edildiği, 1979 yılında kesinleştiği, 07.08.1984 tarihinde sınırlaması yapılmayan ormanların kadastrosu, önceki orman kadastro çalışmalarının aplikasyonu ve 2/B madde uygulaması yapmak üzere orman kadastro komisyonunun çalışmalarına başladığı, 13.08.1984 tarihinde bitirildiği, ancak ilan edilerek kesinleşip kesinleşmediğinin belli olmadığı, 1995 yılında 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapıldığı, arazi kadastro tutanakları ile birlikte ilan edildiği, açılan dava nedeniyle kesinleşmediği, çekişmeli taşınmazın bulunduğu kadastro paftasının tamamının getirtilmediği, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda çekişmeli taşınmazın orman tahdidine göre orman sınırları içinde kalıp kalmadığı açıklanmış ise de, 1949 yılında kesinleşen ilk tahdit haritası ile 1979’da kesinleşen aplikasyon ve 1995 yılında yapılan aplikasyon haritaları birbirine benzemediği halde nedenlerinin açıklanmadığı, uygulamanın ne şekilde yapıldığı, orman tahdit haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenip eşitlenmediği ve uygulamanın hangi tarihteki orman kadastro haritasına göre yapıldığının belirtilmediği, çekişmeli taşınmazın çevresindeki tüm taşınmazlarla birlikte kadastro paftası ile orman tahdit haritası ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmadığı, sadece dava konusu parselin krokide gösterildiği için uygulamanın denetlenemediği, bu hali ile raporların yetersiz olduğu görülmektedir. Ayrıca,bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın (A) harfli bölümünün kesinleşen orman sınırları dışında kaldığı açıklanmasına rağmen rapor ekindeki krokide (A) bölümünün orman sınırları içinde gösterilmesi de çelişkilidir.
Aplikasyon; orman kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2/B madde uygulaması sırasında, bağlantı kurulacak gerekli orman sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olup bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen orman sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur (02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44. md.). Aplikasyon işlemi orman kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş orman sınırları daraltılamaz. Kesinleşmiş orman sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu olamaz.
-2-
2010/12304-15741
Mahkemece öncelikle Orman İşletme Müdürlüğünden, orman sınır noktaları okunaklı olarak işlenmiş ve aslına göre renklendirilmiş 1949, 1977, 1984 ve 1995 yıllarıni ilişkin onaylı orman tahdit harita örnekleri, orman tahdit noktalarına ilişkin çalışma tutanakları, işe başlama, ilan tutanakları getirtilmeli,1984 yılında yapılan çalışmada orman sınırları dışında kalan yerlerin orman kadastrosunu yapmak üzere orman kadastro komisyonuna yetki verildiği göz önüne alınarak 1984 yılında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında, halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan orman mühendisleri arasından seçilecek 2 uzman orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; 6831 Sayılı Yasaya göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama yönetmeliğinin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde … “orman sınır noktası ve hatların arza uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, … fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çelişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazi durumuna göre incelenir. Hangisi çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde … esaslar gözönünde bulundurularak 1949 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen ilk orman tahdit haritası, tutanakları ve kadastro paftası sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak ilk tesis edilen orman sınır noktasından hareketle tutanaklarda … açı ve mesafeler okunarak ve ölçülerek en az ada bazında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki orman sınır noktaları birer birer zeminde bulunmalı ve yeri işaretlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri ve yer değiştirip değiştirmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, tereddütsüz olarak zeminde yeri saptanabilen en yakın sabit orman sınır noktalarından hareketle, yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup, 1949 orman kadastrosunda uygulanan yöntem ve araçlar ile ölçülerek orman sınır noktaları birer birer bulunup zeminde işaretlenmeli, 1949 tahdit haritası zemine uygulandıktan sonra 1977, 1984 ve 1995 yıllarında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde çalışmasından sonra oluşturulmuş olan harita bu çalışmalarda uygulanan yöntem ve araçlar ile yerine uygulanmalı, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan … fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılmalı, çekişmeli taşınmazların bu orman sınır hatlarına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı, haritalar arasındaki farklılık varsa nereden kaynaklandığı belirlenmeli, bilirkişi kuruluna, uygulanan tüm haritaların ve kadastro paftasının ölçekleri eşitlettirilerek, çekişmeli taşınmazların 1949 yılındaki 3116 Sayılı Yasaya göre yapılmış orman kadastrosunda oluşturulan orman sınır hattı ve 1977, 1984 ve 1995 yıllarında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile oluşturulan orman sınır hatları ile irtibatlı kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle gösterilen kroki düzenlettirilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, taşınmazın eğimi, üzerindeki bitki örtüsü, … yapısı incelenmeli, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı bilimsel verileri bulunan rapor ve kroki alınmalı, 1984 yılında yapılan orman kadastro çalışmasının ilan edilmediği ve kesinleşmemiş olması halinde, 1949 yılından sonra yapılan çalışmaların sadece aplikasyon uygulaması olduğu ve yapılan aplikasyon uygulaması ile kesinleşmiş orman tahdit hattının değiştirilemeyeceği ve bu çalışma ile düzenlenen tahdit haritasının hukuki geçerliliğinin olmadığı göz önüne alınmalı ve bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmelidir.
-3-
2010/12304-15741
Çekişmeli taşınmazın orman sınırı dışında kaldığının belirlenmesi halinde ise , en eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafı ve amenajman planları ilgili yerlerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; orijinal-renkli memleket haritası ölçeği kadastro paftası ölçeğine çevrildikten sonra yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun yalnız büro incelemesi ile değil, uygulama ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili rapor alınmalı; kesinleşen orman sınırı dışında kalıp da … fotoğrafı ve memleket haritasındaki görünüm ve rumuzlara eylemli duruma göre devletin hüküm ve tasarrufu altında ve orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, kesinleşen orman sınırları dışında kalsa dahi fiilen orman olması halinde, Orman Genel Müdürlüğünün talebi üzerine her zaman Hazine tarafından Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilebileceği gibi, 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince evvelce sınırlaması yapılmış olup da, herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların her zaman yapılabilecek orman kadastrosu ile orman sınırları içine alınabileceği ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki zilyetlikle kazanılmayacak yer olduğu göz önünde bulundurularak Hazinenin davası kabul edilmeli; böylesine yapılacak uygulama ve araştırma sonunda, çekişmeli parselin kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında ve ayrıca devletin hüküm ve tasarrufu altında öncesi ve halen orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, davalı gerçek kişinin bu yeri Hazineye karşı 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanıldığını kanıtlaması gerekeceğinden, öncelikle davalıdan zilyet tanıkları bildirmesi, daha sonra da Hazineden karşı delilleri istenerek, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından imar-ihyanın ne zaman başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı; bundan sonra, sürdürülen zilyetliğin nasıl ve kaç yıl olduğu ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı konuları sorularak, kendilerinden maddi olaylara dayalı bilgi ve ziraat mühendisinden, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsü, … yapısı ve kullanım biçim ve süresi konularında ilmi verilere dayalı rapor alınmalı; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesindeki 40-100 dönüm kısıtlama araştırması yöntemine uygun yapılmalı; bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile 101 ada 966 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza iliqşkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosu, 1976 ve 1984 yıllarında aplikasyon, 2 md ve 2/B madde 1995 yılında 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır.
1) Mahkemenin Çekişmeli 101 ada 966 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 2496,23 m2 ve (C1) ile gösterilen 37628,55 m2 lik kısımlarının orman vasfı ile Hazine adına (C) ile gösterilen 36763,10 m2’lik kısmının davalı adına tapuya kayıt ve tesciline dair verdiği 28.10.2005 tarihli karar hazinenin (C) ile gösterilen bölüme yönelik temyizi üzerine 20.Hukuk dairesinin 10.05.2007 tarih 2007/3163-6230 sayılı ilamı ile (C) ile gösterilen bölüme yönelik olarak bozulmuş olup davalıların bozma öncesi kararda (A) ve (C1) ile gösterilen bölümlere yönelik temyizi bulunmamakta olduğundan ve (A) ve (C1) ile gösterilen bölümlere yönelik hüküm kesinleşmiş olduğundan davalıların (A) ile gösterilen 2496,23 m2 ve (C1) ile gösterilen 37628,55 m2’lik kısımlara yönelik olarak temyiz itirazlarının reddine;
-4-
2010/12304-15741
2) Çekişmeli taşınmazın (C) ile gösterilen 36763,10 m2’lik kısmının kesinleşen orman tahdit sınırları dışında ziraat alanı olduğu, bu kısmın 6831 Sayılı Yasanın 17/2 maddesi kapsamında orman içi açıklık niteliğini taşımadığı, komşu 975,976 ve 977 parsel sayılı taşınmazların tapuda gerçek kişiler adına kayıtlı olduğu ve davalılar yararına 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesinde … kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından bu kısmın tespit gibi davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile … şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : 1) Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların (A) ve (C1) kısımlarına yönelik olarak temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) 2. bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile (C) kısmına yönelik olarak hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 13/12/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.