Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/12127 E. 2010/13467 K. 02.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12127
KARAR NO : 2010/13467
KARAR TARİHİ : 02.11.2010

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki TESCİL davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 27/05/2009 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 02/11/2010 günü için yapılan tebligat üzerine, duruşmalı temyiz eden davacı vekili Avukat … ve karşı taraftan davalı … YÖNETİMİ vekili Avukat . ile HAZİNE vekili Avukat .geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. … karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … Köyü … Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece fen bilirkişileri . . ve . tarafından müştereken düzenlenen rapor ekindeki krokide (H1), (K1) ve (V1) ile gösterilen sırasıyla 25.364,70 m2, 10.768,34 m2, 52.553.05 m2 yüzölçümündeki taşınmazların davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.06.2006 gün ve 2006/9160-9677 sayılı bozma kararı ile, (Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın hükme yeterli olmadığı, karara dayanak alınan uzman bilirkişi raporu temyize konu çekişmeli yerlerin öncesinin orman niteliğini belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmadığından mahkemece, komşu parsellerin dayanak belgeleri, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; memleket haritasının ölçeği, çekişmeli taşınmazların hükme dayanak yapılan fen bilirkişi raporunun ekindeki koordinatlı krokilerinin ölçeğine, yine koordinatlı krokilerin ölçeklerinin de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunun haritalar üzerinde gösterilmeli, komşu … Köyünde bulunan taşınmazlara uygulanan kayıt ve belgelerin çekişmeli taşınmazlar yönünü ne okudukları belirlenmeli, taşınmazlar mahkeme hakimince gözlemlenmeli, üzerlerinde neler bulunduğu keşif tutanağına yazılmalı, böylelikle çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı kesin olarak tespit edilmeli, açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının (Medeni yasanın 713, 3402 Sayılı Yasanın 14. ve 17. maddelerindeki şartların) araştırılmasının gerektiği, çekişmeli taşınmazlar tapulama dışı bırakıldığına göre, tapulama paftası ile komşu parsellerin tümünün tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, ne sebeple tapulama dışı kaldığı araştırılıp, komşu parsel tutanak ve dayanaklarının, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri ve zilyetlik yolu ile kazanılabilecek yerlerden olup olmadığının tespit edilmesi, komşu taşınmazların dayanak belgelerinin çekişmeli taşınmazlar yönünü orman olarak okuması veya taşınmazların orman olduğundan kadastro dışı bırakıldığının belirlenmesi halinde … Köyünde halihazırda orman kadastrosu yapılmadığından orman kadastrosunun yapıldığı tarihe kadar çekişmeli taşınmazların orman sayılacağı, ormanlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi nereye kadar ulaşırsa ulaşsın hukuken değer taşımayacağı, Yargıtay H.G.K.’nun 24.10.2001 gün, 2001/8-464/751 ile 12.05.2004 gün 2004/8-242-292 sayılı kararlarının da bu yönde olduğu gözetilmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi) gereğine değinilmiştir.Mahkemece bozmaya uyularak davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 03.06.1956 tarihinde yapılmış ve sonuçları 18.07.1956 – 18.08.1956 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir.
Dairede aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve Müskivan mevkiinde birbirine bitişik olan taşınmazlar hakkındaki … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’nin 2006/109 – 2009/51, 2006/110 – 2009/52, 2006/107 – 2009/49, 2006/105 – 2009/47, 2006/112 – 2009/54, 2006/113 – 2009/55, 2006/114 – 2009/56, 2006/106 – 2009/48, 2006/101 – 2009/43, 2006/103 – 2009/45, 2006/102 – 2009/44, 2006/104 – 2009/46, 2006/108 – 2009/50, 2006/100 – 2009/42 ve 2006/111 – 2009/53, Dairenin 2010/12121, 2010/12122, 2010/12127, 2010/12128, 2010/12129, 2010/12132, 2010/121 33, 2010/12134, 2010/12135, 2010/12136, 2010/12147, 2010/2148, 2010/12149, 2010/12150, 2010/12154 sayılı dava dosyalarında, mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmediği gibi kararların gerekçesi de kendi içinde çelişkilidir.Bu davaların tümü zilyetliğe dayalı tescile ilişkindir. Bozma kararından sonra yapılan keşiflerde tutanağa yazılan hakim gözleminde, dava konusu taşınmazlar üzerinde eskiden beri tarım yapıldığını gösterir emarelerin bulunduğu, tarım yapılan ve sahiplenilen taşınmaz içerisinde taşlık bir alanın bulunmadığı, dava konusu taşınmazın geçmişinde taşlık olduğunu gösterir hiçbir emarenin olmadığı, birbirlerine bitişik vaziyette diğer dava konusu yapılan taşınmazlara bütünüyle bakıldığında, genel olarak düz ve az eğimli oldukları, taşınmazların yer yer küçük alanlar halinde taşlık alanlarla birbirlerinden ayrılmış olduğu, bu durumun bütün taşınmazlar bakımından söz konusu olmadığı, taşlık alanlarda yapılan incelemede, daha önce hiç tarımın yapılmamış olduğu ve tarıma elverişli bulunmadıkları, toprağın önemli ölçüde kayalık ve taşlardan müteşekkil olduğu, bu taşlık alanların genel olarak bakıldığında sadece dava konusu yapılan taşınmazların en çok eğim kazandığı … kısımlarda yer aldığı, bu kısımların da ciddi bir eğime sahip olmadığı, taşınmazların bütününün bulunduğu mevkiinin çevresi incelendiğinde, taşlık olup başka her hangi bir alanın bulunmadığının gözlendiği, keşifte uzmanlığına başvurulan toprak uzmanı ve … mühendisi bilirkişi kurulunca dosyaya sunulan raporda, dava konusu taşınmazda 20-25 yıldır tarım yapıldığı ve imar ihya yapılmış olduğunun bildirildiği, orman bilirkişi kurulu raporunda ise, dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığının belirtildiği, mahkemece bu raporlar yeterli görülüp yeni bir inceleme yapılmaksızın ve bu raporlara da neden itibar edilmediği doyurucu biçimde açıklanmaksızın, mahkemece (dava konusu taşınmazın evveliyatının taşlık alan olmadığı, bu nedenle hiçbir zaman imar ve ihyaya konu olmadığı, kadastro tespitinden evvel dahi … köylülerince kullanılageldiği, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılma nedeninin taşınmazların taşlık vasfından kaynaklanmadığı, genel uygulamanın bir gereği olarak az sayıda küçük taşlık alanlara istinaden, sahipli olmadığından tescil harici bırakılmış olduğu, öncesi taşlık olmayan yerde imar-ihya yapılmasından da söz edilemeyeceği) gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de mahkemenin gerekçesi dosyadaki bilgi, belge ve raporlarla çelişkilidir.Bozma kararından sonra davaya konu taşınmazların içinde bulunduğu tespit harici bırakılan alan ile ilgili olarak düzenlettirilen, komşu … Köyü kadastro paftası ile dava konusu taşınmazların bulunduğu … Köyü kadastro paftalarının kenarlaştırılarak elde edilen birleşik haritanın hatalı olduğu, anılan haritada her iki köy paftası ölçekleri eşitlenmediği için dava konusu taşınmazlara komşu bulunan en yakın … ve … Köylerinin hangi kadastro parselleri olduğu anlaşılamamaktadır. Düzenlenen kroki gerçeğe uygun değildir. Bu nedenle, çekişmeli alanların konumlarının tam olarak pafta üzerinde görülme olanağı bulunmamaktadır. Yine, eski tarihli hava fotoğrafı uygulanarak çekişmeli taşınmazlar bir bütün halinde incelenmemiş ve hava fotoğrafındaki konumları saptanmamış, hava fotoğrafında ve yöreye ait sonradan fotogometri yöntemiyle düzenlenen paftalar olup olmadığı araştırılmamış, varsa bu paftalarda davacıların zilyetliğini gösterebilecek kullanım (tasarruf) çizgilerinin görülüp görülemediği dahi saptanmamıştır. Bu hali ile yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz. O halde; dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da sonraki yıllarda paftaların yenilenmesi amacıyla fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftalarının (Yerel Kadastro Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden) örijinalinden alınmış fotokopisi istenmeli, … Köyüne ait 1, 2, 3, 4, 5 numaralı arazi kadastro paftaları 1/1000 ölçekte birleştirilmiş olarak, yine ve … Köyüne ait 1, 2, 31, 32, 36, 83, 472 ve 293 parsel sayılı taşınmazların içinde bulunduğu arazi kadastro pafta veya paftaları 1/1000 ölçekte birleştirilerek … Köyü kadastro paftasındaki ve … köyü kadastro paftasındaki, davaya konu taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile M.Y.’nın 713. maddesine dayanılarak açılan davalarda dava tarihinden 15 – 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş (1970 ve 1980’li yıllarara ilişkin) stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler … Fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir … mühendisi, bir Harita-Kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) mühendisi ile (bir) yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, keşifte dava konusu her bir taşınmazın dört yönünden ayrı ayrı renkli resimleri çekilmeli, bu belgeler ile … Köyüne ait 1, 2, 3, 4, 5 numaralı arazi kadastro paftaları 1/1000 veya 1/5000 ölçekte birleştirilmiş olarak, yine ve … Köyüne ait 1, 2, 31, 32, 36, 83, 472 ve 293 parsel sayılı taşınmazların içinde bulunduğu arazi kadastro pafta veya paftaları aynı ölçeğe çevrilip kenarlaştırılarak davaya konu taşınmazların bir bütün halinde tüm çevresinde yer alan kadastro parselleri ile bağlantılı harita düzenlettirilmeli, kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde gösterilmeli ve bu haritalar birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalıdır.Dava konusu taşınmazların hava fotoğrafındaki konumları saptanıp, üzerinde … Köyüne ait 1, 2, 3, 4, 5 numaralı arazi kadastro paftaları 1/1000 ölçekte birleştirilmiş olarak, yine ve … Köyüne ait 1, 2, 31, 32, 36, 83, 472 ve 293 parsel sayılı taşınmazların içinde bulunduğu arazi kadastro pafta veya paftalarda ne sonraki yıllarda fotogometri yöntemiyle düzenlenen paftalar varsa o paftalarda o tarihteki zilyetliğin varlığını gösterebilecek kullanım (tasarruf) çizgilerinin olup olmadığı, var ise şu andaki kroki çapları ile uyumlu olup olmadığı denetlenmelidir.Yapılan inceleme sonucu, komşu kadastro parsel dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların toplu olarak bulunduğu yönü zilyetlikle kazanmaya elverişli olmayan nitelikteki herhangi bir taşınmaz olarak okumuyorsa, davacı kişiler yararına zamanaşımı zilyetliği ile kazanma şartlarının gerçekleştiği saptanan ve zemindeki kullanım durumuna göre oluşturulan bugünkü çapları ile 1970’li ve 1980’li yıllara ait hava fotoğrafında ve fotogometri yöntemiyle düzenlenen paftalarda görünen tasarruf çizgileri ile uyumlu olan taşınmazlar yönünden zilyetleri adına tapuya tescil kararı verilebileceği, hava fotoğraflarında ve fotogometri paftalarında kullanılan yer olarak gösterilmeyen taşınmazlar yönünden de şimdi olduğu gibi davanın ret edilebileceği düşünülerek, toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 750.00.- YTL vekalet ücretinin davalı … ORMAN YÖNETİMİ’nden alınarak davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 02/11/2010 günü oybirliğiyle karar verildi.