YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11764
KARAR NO : 2010/15717
KARAR TARİHİ : 13.12.2010
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVALILAR : ORMAN YÖNETİMİ- TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI
Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.3.2008 tarih 2008/ 2649-4234 sayılı kararında “davacı gerçek kişinin (B) ve (C) ile gösterilen bölümlere yönelik temyiz itirazlarının reddine , davalıların (A) bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle alınan uzman bilirkişi … … tarafından hazırlanan raporda taşınmazın … bilirkişi raporunda (A) işaretli bölümünün açık alanda, (B) ve (C) işaretli bölümünün yeşil alan da kaldığı açıklanmışsa da Dairenin 11/07/2006 tarihli geri çevirme kararı üzerine dosyaya sunulan kadastro paftası ile çakıştırılmış memleket haritasında çekişmeli taşınmazın olması gereken yere göre yanlış yerde daha kuzeydoğuda işaretlendiği,daha evvel dosyaya sunulan 24.02.2006 tarihli rapora ekli krokide ise (A) bölümünün davası reddedilen (B) ve (C) bölümlerinden hiçbir farkının bulunmadığı, kadastro paftasında dahi taşınmazın parsel numarası almadığı, 376 ada 1 parsel içinde Devlet Ormanı olarak tesbit harici bırakıldığı, eylemli halde üzerinde kızılçam ağaçları ve toprakta humus tabakası bulunduğu, sınırda bulunan ve gerçek kişiler adına belgesizden tespit edilen 199 ada 1 ve 200 ada 1 parsellerle birlikte orman içi açıklık konumunda olduğu anlaşılmaktadır.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 Sayılı Yasa, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle … açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
-2-
2010/11764-15717
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan … kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; Bu tür yerler yasa gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan … kazanımından söz edilemeyeceğinden (A) bölümü hakkında da (B) ve (C) bölümlerinde olduğu gibi davanın reddine karar verilmesi gerekirtiği ” değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş ; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6 aylık süre içinde açılan orman tahdidine itiraz niteliğindedir.
Yörede arazi kadastrosu dava açıldıktan sonra 2007 yılında yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda … onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/12/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
…