Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/11756 E. 2010/15209 K. 06.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11756
KARAR NO : 2010/15209
KARAR TARİHİ : 06.12.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanarak yörede 2008 yılında ilk kez yapılan ve 18/04/2008-20/05/2008 tarihleri arasında kısmen ilan edilen orman kadastrosu sırasında … Köyü’ndeki taşınmazının tamamının, 106 ada 1 parsel sayılı orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu, bu yere ait sınırlamanın iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne ve … Bilirkişisi … Döşlü tarafından düzenlenen 18.05.2010 tarihli raporuna ekli krokide (A) ile işaretli 496,46 m² yüzölçümlü bölümün davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ile davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasayla değişik 4. maddesine göre yapılmış ve çekişmeli taşınmaz orman alanı içinde bırakılmıştır.
1) Mahkeme hükmü davacı gerçek kişiye 11.06.2010 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise, H.Y.U.Y.’nın 432. maddesinde öngörülen 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra davacı tarafından 18.08.2010 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı gerçek kişinin süresinden sonra yapılan temyiz isteminin REDDİNE,
2) Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince; 106 ada 1 sayılı orman parselinin … bilirkişi raporunda (A) ve (B) ile gösterilen kısımlarının kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan değerlendirme yerinde değildir. Şöyle ki, bu bölümler dava dışı diğer parseller ile birlikte 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülk olamayacak orman içi açıklığı niteliğindedir. Kaldı ki, davaya konu taşınmazların bulunduğu yerde 3402 Sayılı Yasaya göre yapılan orman kadastrosu kesinleşmiş bulunmaktadır.
10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesi; “çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır ve bu durum ekip tarafından iki ay önce Orman Genel müdürlüğüne bildirilir. Buna karşılık iki ay içinde kadastro komisyonlarınca orman sınırlarının belirlenmemesi halinde kadastro çalışma alanı sınırları kadastro ekiplerince belirlenir ve çalışmalar bu kanun hükümlerine göre yürütülür.
-2-
2010/11756-15209

Kadastro ekiplerince bu şekilde tespit ve ilan edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılır. Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur.” şeklinde iken 22.02.2005 gün 5304 Sayılı Yasa ile sözü edilen üçüncü fıkra değiştirilmiş ve aynı maddeye 4, 5 ve 6’ıncı fıkralar eklenmiştir. Bu değişiklikte 3. fıkra “Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 Sayılı Orman Yasasına göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak; bu çalışmalarda kadastro ekibine … taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren 7 gün içinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir.” şeklini almış, eklenen 5. fıkra ise “Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırılma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmi ilana alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır” şeklindedir.
Yine 27.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5831 Sayılı Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile 6831 Sayılı Orman Kanununun 7. maddesinin birinci fıkrasının sonuna; “Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonlarınca belirlenen orman sınırı niteliğini kazanır” cümlesi eklenmek suretiyle 6831 Sayılı Yasa hükümleri 3402 Sayılı Yasa hükümleri ile uyumlu hale getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen yasaların getirdiği bu … düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmalarının yapıldığı, kadastro ekiplerince dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği ve kamu malı niteliğini kazandığı, 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesi hükmünde “Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde, özel yasaları hükümlerine tabi olduğu”nun belirtildiği, bu nedenle ormanlar hakkında özel yasa olan 6831 Sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde de orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tapulu taşınmazlarda tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğu, bu ilkelerin H.G.K.’nun 08.06.2005 gün 2005/20-327-377 sayılı ve 28.06.2006 gün 2006/20-467-494 sayılı kararlarında da aynen benimsendiği anlaşılmakla, davacı gerçek kişinin zilyetliğe dayanarak açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken … gerekçelerle 106 ada 1 sayılı orman parselinin (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümlerinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 06.12.2010 günü oybirliği ile karar verildi.