Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/11555 E. 2010/11477 K. 29.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11555
KARAR NO : 2010/11477
KARAR TARİHİ : 29.09.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil ve el atmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı …, Ocak 1944 tarih 72 ve 73 sıra nolu 2510 sayılı yasa uyarınca oluşan tapu kaydından gelen 112 ve 113 sıra nolu tapu kaydına tutunarak … … Mevkiinde bulunan 355 ada 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların, tapu kayıtlarının iptal edilerek adına tapuya tescili, … San. Tic. Ltd. Şti., davalılar Hazine ve …’ın el atmalarının önlenmesi istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirildikten sonra davaların reddine karar verilmiş, hüküm davacılardan … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali tescil ve el atmanın önlenmesine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1943 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1965 yılında yapılan genel arazi kadastrosu, 17.04.1981 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 04.01.1991 tarihinde ilan edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, bu ormanlarda ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora göre çekişmeli taşınmazların 1943 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman tahdidinde Çırçır ve Şablanbayırı Devlet Ormanı sınırları içine alındığı ve Kasım 1944 tarih 80 numarada 1.856.100 m2 yüzölçümüyle …Devlet Ormanı ismiyle Hazine adına tapuya tescil edildiği, yörede 1972 yılında yapılan tapulama sırasında 766 Sayılı Yasanın 46. maddesi gereğince sınırlaması kesinleşen ormanlara ait kayıt ve belgelerin olduğu gibi tapu kütüğüne aktarılması sonucu bu mevkideki Çırçır ve Şablon Bayırı Devlet Ormanının 1280 parsel numarasıyla tapuya yine orman niteliğiyle Hazine adına tescil edildiği, yörede geçerli bir makiye ayırma işlemi bulunmadığına, Yargıtay Kararlar Dergisinin Aralık 2001 sayısında yayınlanan 20. Hukuk Dairesinin 10.5.2001 gün 2001/3179-3713 sayılı kararı ile bu kararı benimseyen HGK’nun 03.07.2002 gün 2002/20-558/588 sayılı kararlarında kabul edildiği gibi …mülki hudutları içinde bulunan ormanların isimleri, tahdit yılı ve tescil durumlarının düzenlenen listede gösterildiğine ve makiye ayırma işlemlerinin iptaline karar verildiğine, çekişmeli taşınmazların ise 1943 yılında yapılıp kesinleşen tahdit içinde iken nitelik kaybı sebebiyle 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarıldıkları anlaşıldığına, davacı kişinin tutunduğu tapu kayıtlarının, çekişmeli yerlerin kesinleşen orman kadastrosu içinde iken başka bir anlatımla, orman olan yer için oluşturulduğuna, 1744 Sayılı Yasanın 2. maddesi uygulamasında bu tapu kaydına değer verilemeyeceğine, tapu kayıtlarının 1943 orman tahdidi ile orman olarak sınırlandırılan alan için
oluşturulup hukuki değeri olmadığına, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlar, kesinleşen ve tapuya tescil edilen orman kadastro sınırları içinde iken 2510 Sayılı Yasa uyarınca iskan yoluyla yolsuz olarak oluşturulduğuna, orman sınırları içinde kalan veya orman sınırları dışına çıkartılan alanlarda tapulu yerlerle ve iskan suretiyle verilen yerlerin hak sahipleri adına tesbit ve tescilini öngören 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 45 nci maddesi ile getirilen hükümlerin, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 1987/31-13 sayılı ve 14.03.1989 gün 1988/35-13 sayılı ve 13.06.1989 gün 1989/7-25 sayılı kararları ile iptal edildiğine, 2510 Sayılı Yasanın 21. maddesinde ormanların dağıtılacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığından, 1943 yılında kesinleşen orman sınırları içinde kalmaya halen devam eden yer hakkında 1944 yılında iskan yoluyla oluşturulan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olması nedeniyle, H.G.K.’nun 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 sayılı kararında kabul edildiği gibi, hiç bir zaman sahibine mülkiyet hakkı kazandıramayacağı ve özde kamu malı olana taşınmazın hukuksal niteliğini değiştirmeyeceğine, Medeni Yasanın kabul ettiği sisteme göre tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanılmasının zorunlu olduğuna, kişiye ait tapu kayıtlarının geçerli hukuksal nedene dayanmadığından bu tapu kayıtlarına değer verilemeyeceğine, kamu malı ve orman niteliğindeki taşınmazlarda; Medeni Yasanın 1023 (931) maddesinde yazılı iyi niyet ve tapuya güven ilkesinin uygulanmayacağına, kaldı ki 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yerin, orman tahdidinin kesinleştiği tarihten daha önceki zamanlarda tapuya kayıtlı olsa dahi, mülkiyetinin tapu sahibine intikal etmeyeceğine, çünkü, 1744 Sayılı Yasanın 2/2. maddesinde yazılı “ Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine (aynı maddenin birinci fıkrası) uymadığı …. anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi sonucu orman sınırları dışına çıkartılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise, mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder” hükmü, sadece ilk orman kadastrosunun yapıldığı tarihinden daha önceki zamanlarda ve öncesi de orman olmayan yerler için oluşturulan tapu kayıtlarına ilişkin olduğuna , taşınmazların öncesinin orman olsun olmasın, o yerler kesinleşen orman sınırı içinde bulunduğu sırada oluşturulan tapu kayıtlarına değer verilemeyeceği gibi, taşınmazların öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yerler orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kayıtları özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kayıtlarına değer verilemeyeceğine ve o yerlerin mülkiyetinin tapu sahiplerine intikal etmeyeceğine göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29.09.2010 günü oybirliğiyle karar verildi.