Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/11533 E. 2010/12409 K. 14.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11533
KARAR NO : 2010/12409
KARAR TARİHİ : 14.10.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … 27.08.2008 tarihli dilekçesiyle, Amasra İlçesi … Köyünde bulunan 283 parsel sayılı 4375 m2 yüzölçümündeki taşınmazın … …’ın atalarından intikal ile zilyetlindeyken 1946 yılında öldüğü ve mirasının … ve… Kaldığı, taşınmaz üzerindeki iki adet prefabrik evin ve bir adet kargir samanlığın bir adet ardiyenin … ün tarafından inşa edildiğinden söz edilerek, 28.11.1986 tarihinde bu kişiler adına tesbit edildiği, 20.05.1987 tarihli ek beyan ile parselin Asliye 2. Hukuk mahkemesinin 1985/300 Esasında dava konusu edildiğinden söz edilerek…Hanesi açık olarak tesbit tutanağının düzenlendiği, Bu parselin kazandırı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescili istemiyle açtığı davanın kabulüne, çekişmeli 283 sayılı parselin kamulaştırma kapsamında kalmayan fen bilirkişi … … tarafından düzenlenen 0.04.1993 tarihli krokide gösterilen 1750 m2 yüzölçümündeki bölümünün adına tapuya tesciline karar verildiği, ancak taşınmazın 2650 m2 yüzölçümündeki diğer bölümünün kamulaştırma kapsamında kaldığı için adına tescil edilmediği gibi, üzerindeki evleri, samanlığı ve ardiyesinin kendisine ait olduğuna ilişkin şerh yazılmadığı, bu nedenle Tapu Sicil Müdürlüğünün 05…..1995 ün ve 93 sayılı yazı ile tavzih istendiği, taşınmazın bu bölümü kamulaştırmaya konu edilmişse de bu güne kadar sonuçlanmadığı, yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu iddiasıyla, öncelikle taşınmazın 2650 m2 yzölçümündeki bölümü için hüküm kurulmamakla, bu bölümün kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescilini, olmadığı taktirde, üzerindeki evlerin ve müştemilatının kendisine ait olduğuna ilişkin beyanlar hanesine şerh yazılmasını istemiştir. Mahkemece davanın KABULÜ ile, 4375 m2 yüzölçümündeki Amasra ilçesi Gömü köyü 283 sayılı parselin üzerindeki atı katı olan kargir ev ve iki katlı kargir ev, alır ve ahşap samanlık ve bahçe niteliğiyle … adına tapuya tesciline kara verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, genel mahkemede davalı olduğu için tesbiti kesinleştirilmeyen taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tapuya tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihine kadar orman kadastrosu yapılmamıştır.
Kesinleşmiş Orman kadastrosunun uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin bilirkişi orman sınırları dışındaki … alanı olduğu, bir bölümünün, TKİ Kurumu Sınırı Sorumlu E.K.İ Müdürlüğü tarafından Davalılar … … ve arkadaşları aleyhine açtığı dava sonunda Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….08.1979 gün ve 1979/66-1979/64 sayılı kararı ile kamulaştırıldığı, kamulaştıran idare ile … arasında görülen Kamulaştırma Bedelinin artırılması ve kamulaştırma bedelinin azaltılması davalarının reddine ilişkin mahkeme kararlarının
kesinleştiği, … … Kurumu Genel Müdürlüğü İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığının 03…..2010 ün ve 686 sayılı yazısında Gömü köyü 10 sayılı kamulaştırma parseli ile ilgili kişilere kamulaştırma bedelinin ödendiğine ilişkin bir kayıt bulunamadığı, ancak adı geçen davacın isminin de yer aldığı 18.09.1987 tarihli dilekçeden kamulaştırma işleminin gerçekleştiği ve kesinleştiği, 283 sayılı parselin ne kamulaştıran idare nede … adına tescil edilmediğinin bildirildiği, başka bir deyişle kamulaştırmanın tamamlanmadığı, Bartın 1. asliye Hukuk Mahkemesinin 09.07.1993 gün ve 1991/421-314 sayılı, 283 sayılı parselin 1750 m2 yüzölçümündeki bölümünün … adına tesciline ilişkin kararının Yargıtay denetiminden de geçtikten sonra kesinleştiği ancak kısmen kamulaştırılması nedeniyle bu bölümünde … adına tescil edilemediği, çekişmeli parselin tamamı yönünden, davacılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek, davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ancak çekişmeli parselin Havzai Fahmiye sınırları içinde bulunduğu belirlendiği halde, tapunun beyanlar hanesine 3303 Sayılı … Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına İlişkin Yasanın 3. Maddesindeki kısıtlamanın, bu maddesin son cümlesi gereğince tapunun beyanlar hanesine yazılmasına kara verilmesi gerekirken, bu yönde hüküm kurulmaması doğru değilse de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanası uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasında 3. bede yer alan “3-Taşınmaz üzerinde bulunan çatı katı olan karğir ev ve iki katlı karğir ev ve karğir ahır ve ahşap samanlığın tapunun beyanlar hanesine davacı … adına şerh verilmesine,” cümlesinin hükümden tamamen çıkartılarak bunun yerine, 3 numaralı bent olarak, “3-Taşınmaz üzerinde bulunan çatı katı olan karğir ev ve iki katlı karğir ev ve karğir ahır ve ahşap samanlığın davacı …’e ait olduğun ve 3303 Sayılı Yasanın 3. Maddesinde yer alan “Bu Kanuna göre tespit ve tescil edilen taşınmaz malların sahipleri; madenler üzerinde herhangi bir hak iddia edemezler, işletme ve arama hakları yoktur, maden işletmeciliği sebebiyle meydana gelen zararlardan dolayı bir hak ve tazminat talep edemezler. Madenleri işleten kurum veya tahsis sahiplerinin arama ve işletme hakları aynen devam eder, … ve emniyet sahaları ile bu sahaların uzantısı içinde mevcut her türlü yeraltı ve yerüstü tesisleri aynen muhafaza edilir. Bu Kanuna göre tespit ve tescil edilen taşınmaz malların sahipleri, mülkiyet hakkına dayanarak bu konularda bir hak ve tazminat iddiasında bulunamazlar.” Şeklindeki kısıtlamanın tapunun beyanlar hanesine yazılmasına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve H.Y.U.Y. nın 438/7 Maddesi gereğince hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 14/10/2010 günü oybirliği ile karar verildi.