Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/11144 E. 2010/11807 K. 05.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11144
KARAR NO : 2010/11807
KARAR TARİHİ : 05.10.2010

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, … Köyü 107 ada 228 parsel sayılı 2592.80 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, hali arazi niteliğinde Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin tespitinin iptali ile bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 219.43 m2’lik bölümünün orman niteliğinde Hazine adına, (B) harfi ile gösterilen 2373.37 m2’lik bölümünün tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiş, temyiz dilekçesi HYUY’nın 432/4 maddesi gereğince süresinden sonra verilmiş olduğu gerekçesi ile reddedilmiştir. … bu kez ret kararını temyiz etmektedir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1965 yılında Kurtbeleni serisi içinde yapılıp 08/12/1965 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1991 yılında 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulamaları yapılmış, bu çalışma da 18/12/1992 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir.
Dosya arasında bulunan ve Orman Yönetimine karar tebliğini içeren evrakın incelenmesinde bu belgenin, yönetim vekili Avukat … … adına düzenlendiği, “bizzat kalemde kendisine” tebliğ edildiğinin belirtilmiş olmasına rağmen imza kısmına “yerine” ibaresi yazıldığı gözlenmiştir. İmzanın kime ait olduğu da anlaşılamamaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Yasanın 10. maddesine göre “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir.” Dolayısıyla kalemde tebliğin geçerliliği bizzat ilgiliye yapılmış olması şartına bağlıdır. Orman Yönetimine yapılan tebligat bu şartı taşımadığından geçerliliği bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin, temyiz dilekçesinin reddi yolundaki kararının kaldırılması gerekmiş ve işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın kısmen orman kadastrosu dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 05/10/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.