YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11134
KARAR NO : 2010/12986
KARAR TARİHİ : 25.10.2010
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil ve elatmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … Merkez, …Köyü, Alıçcık- …- …- Karamanalnı yanı ve … mevkiilerinde bulunan taşınmazların idarece yapılan tahkikatta devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden iken sürülerek tarla haline getirildiğinden, Hazine adına tescillerine, davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile fen bilirkişi krokisinde (A1) ile bütün olarak gösterilen … mevkiindeki 3362 m2 yüzölçümündeki taşınmazın su kanalının geçmesi nedeniyle ikiye bölündüğünden (A2)= 2479 m2 bölümün orman ve ham toprak niteliği ile aynı krokide, (B)=1564 m2 bölümünün Karamanlı mevkiinde, (C)=2151.50 m2, … Yanı mevkiinde, (D)=652.00 m2, … mevkiinde (E)=3116.50 m2 ve … mevkiinde’ (F)=1715.50 m2 yüzölçümündeki taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından (A2) bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. Maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 19/11/1998 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yapılan incelemede orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, temyiz aşamasında Dairenin iade kararı üzerine getirtilen belgelerden, çekişmeli taşınmazların, bulunduğu Merkez Pullar Köyünde genel arazi kadastro çalışmalarına 17.06.2010 tarihinde başlandığı, dava konusu olan ve mahkemece tescile karar verilen taşınmazlar hakkında 267 ada 31, 270 ada 2 ve 293 ada 7 parsel numaraları verilmek suretiyle kadastro tutanakları düzenlendiği ve 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 5 inci maddesi gereğince tutanaklar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/1615 sayılı dosyasında davalı olduklarından malik haneleri açık bırakılmak suretiyle kadastro mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır. 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 26. Maddesinde “kadastro mahkemesinin yetkisinin her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlayacağı”, 27. maddesinde de “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mallara ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyaların mahkemesine resen devrolunur” denilmektedir. Görev konusu kamu düzeni ile ilgili
olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu durumda; eldeki dava kadastro tespitine itiraz davasına dönüşeceğinden ve genel mahkemelerin görevi sona ereceğinden görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 25/10/2010 günü oybirliği ile karar verildi.