Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/10622 E. 2010/12372 K. 14.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10622
KARAR NO : 2010/12372
KARAR TARİHİ : 14.10.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı Hazine, 29.02.2008 tarihli dilekçeyle, tapuda davalılar murisi… adına kayıtlı, Sefaalan Köyü 430 parsel sayılı taşınmazın yörede 1964 yılında yapılıp 29.05.1965 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve daha sonra yörede 1998 yılında yapılıp 04.09.1998 tarihinde ilan edilen ilk orman kadastrosunun aplikasyonu ve 6831 Sayılı Yasanın 2/B uygulamalarında orman kadastrosu sınırları içinde aplike edilip, 6831 Sayılı Yasanın 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını, davalılar murisi adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın KISMEN KABULÜNE, Saray İlçesi … Köyü Kirazlı mevkii 430 parsel sayılı parselin 06.07.2009 tarihli müşterek bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 285,25 m2 bölümünün davalılar murisi adına olan tapu kaydının iptaline ve tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
… Köyü 430 parsel sayılı 4900 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 1966 yılında yapılan tapulamada kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tesbiti 07.02.1968 ila 08.03.1968 tarihleri arasında yapılan askı ilanı sonunda itirazsız kesinleşerek tapuya kayıt edilmiştir.
Taşınmaz tapulamada kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle… adına tesbiti 07.02.1968 ila 08.03.1968 tarihleri arasında yapılan askı ilanı sonunda itirazsız kesinleşerek tapuya kayıt edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman ve fen bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 285.25 m2 yüzölçümündeki bölümünün 1964 yılında yapılıp 29.05.1965 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, taşınmaz daha önce yapılan orman kadastrosunun sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da,
766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026. (E.M.Y. 934 – … 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023. (E.M.Y.931 – İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı belirlenerek, (A) ile gösterilen 285,25 m2 yüzölçümündeki bu bölümün tapu kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken yine kesinleşmiş 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığından, 6831 Sayılı Yasanın 2/2 maddesinin “Orman sınırları dışına çıkartılan bu yerler Devlete ait ise Hazine adına, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ise bu müesseseler adına, hususi orman ise sahipleri adına orman sınırları dışına çıkartılır. Uygulama kesinleştikten sonra tapuda kesin tashih ve tescil işlemi yapılır.” hükmü gözetilerek, Hazine adına tapuya tesciline karar verilen çekişmeli parsellerin tapu kaydının beyanlar hanesine 6831 Sayılı Yasanın 2/B Maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığına ilişkin şerh yazılmasına karar verilmesi gerekirken, bu niteliği belirtilmeden Hazine adına tapuya tescil edilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasında birinci bendin son cümlesinde yer alan “…kısmının davalılar murisi adına olan tapu kaydının iptali ile tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline” cümlesinden sonra gelmek üzere “bu bölümün tapu kaydının beyanlar hanesine, 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığının yazılmasına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 14/10/2010 günü oybirliği ile karar verildi.