Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2010/10510 E. 2010/14920 K. 01.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10510
KARAR NO : 2010/14920
KARAR TARİHİ : 01.12.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi katılan … Yönetimi ve … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

1964 yılında yapılan Kadastro sırasında … ilçesi … Köyü 503 parsel sayılı 11.875 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle bağ ve tarla niteliği ile … … adına tespit edilmiş, itirazsız kesinleşmiş, daha sonra 643 ve dava dışı parsellere ifraz edilmiştir.. Daha sonra 2859 sayılı yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında 643 parsel, 107 ada 80 parsel numarasını almıştır. 107 ada 80 parsel 6.830,78 m2 yüzölçümlü olarak bağ ve tarla niteliği ile … adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı Bakanlıklar vekili, çekişmeli 107 ada 80 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarılan bölümünün Hazine adına tapuya tescil istemiyle dava açmıştır. Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın, kısmen orman sahası içinde kaldığı, bu sebeple orman olan kısmının tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve davalı kişiler lehine konulan tüm şerhlerin silinmesi istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda (B) ile işaretlenen bölümünün 2/B niteliği ile, (A) ile işaretlenen kesiminin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm katılan … Yönetimi ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman tahdit haritasına ve orman rejimi haritasına dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1944 yılında yapılıp 05.12.1945 tarihinde … Köyünde, 01.08.1947 tarihinde Resmi Gazetede ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 Sayılı Yasaya göre makiye ayırma işlemi, 1964 yılında yapılan arazi kadastrosu ile 3302 Sayılı Yasaya göre yapılıp 02.02.1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması vardır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda, dava konusu taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmış, 02.02.1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması sonucu bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda (B) ile işaretlenen bölümü Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılmış, 1964 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise taşınmazın, daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde ve tapu sicilinde orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı ve mülkiyet hakkı Hazineye ait kamu malı orman olduğu gözönünde bulundurulmadan, hata ile ikinci kere kadastrosu yapılarak kişiler adlarına özel mülk olarak tesbit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman ve … bilirkişi tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman tahdidinde Doğandere III Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığına, 1950 yılında 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayrıldığına, ancak makiye ayırma işleminin 28.12.1962 tarihli rapor ile iptal edildiğine, … tevzi komisyonunca dağıtım ve tescilinin yapılmadığına, … ve orman bilirkişi tarafından düzenlenen krokili raporda taşınmazın (B) ile işaretlenen bölümünün orman rejimi dışına çıkarıldığına, (A) ile -2-
2010/10510-14920

işaretlenen kesiminin halen tahdit içinde olduğuna, bir an için makiye ayırmanın iptal edilmediği düşünülse dahi makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği Y.İ.B.B.K.nın 22.03.1996 gün 5-11 sayılı ve H.G.K.nun Y.K.Dnin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararı ile kabul edildiğine, temyize konu taşınmaza ilişkin makiye ayırmadan sonra özel yasalar uyarınca oluşturulan tapu kaydı bulunmadığına, kaldı ki taşınmazın eğim ölçer ile belirlenen eğiminin % 15-20 olduğu, orman ve … muhafaza karakteri taşıdığı , halihazırda bir bölümü üzerinde orman bitki örtüsü bulunduğu anlaşıldığına, 6831 Sayılı Yasanın 1/j bendinin karşı kavramından funda veya makiliklerle örtülü orman ve … muhafaza karakteri taşıyan yerlerin orman sayılacağına, bilimsel olarak da % 12’den fazla eğimli makilik sahaların orman ve … muhafaza karakteri taşıması nedeniyle muhafaza(koruma) makisi yani orman sayılması gerektiğine, bu nitelikteki taşınmazların 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayrılamayacağına, ayrılmış olsa bile yasal dayanağı bulunmadığından yok hükmünde sayılacağına, orman niteliğini koruyan muhafaza (koruma) makilik alanlarda 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 Sayılı İnançları Birleştirme Kararının ve H.G.K.nun Y.K.Dnin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararının uygulama yerinin bulunmadığına, diğer taraftan temyize konu taşınmaz daha önce yapılan orman kadastrosunun sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu göz önünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.nın 1026 (E.M.Y.nın 934. İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanama olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023 (E.M.Y.931 İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı, belirlenerek kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına, tapu malikinin alım bedelini bu yeri kendilerine satan kişilerden sebepsiz zenginleşme kuralları hükümlerine dayanarak isteyebileceğine, davacı … katılanın davalarının kabulüne karar verildiğinden davalı kişi yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğine göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda … onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 01.12.2010 günü oybirliğiyle karar verildi.