YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10326
KARAR NO : 2010/15336
KARAR TARİHİ : 07.12.2010
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi vekili ve davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında,davaya konu … Köyü 101 ada 67 parsel sayılı taşınmaz, 3733,56 m2 yüzölçümünde Kadastro Mahkemesinde mülkiyeti davalı olduğundan malik hanesi açık olarak tespit edilmiştir.
Davacı … Yönetimi, … Köyü,101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 64.986 m2 yüzölçümlü olarak orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş ise de,2085, 2086, 2109 ila 2119, 2121, 2081, 2082 ve 2083 OTS ile çevrili yaklaşık 141.667 m2 yüzölçümündeki taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu halde kadastro ekibince orman parseli dışında dışında bırakılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın hasımsız açılamayacağı, pasif husumetin dava şartı olduğu, zilyetlerin sonradan davaya dahil edilmesinin dava şartı eksikliğini gidermeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmekle,Yargıtay 20. Hukuk Daresinin 21/10/2008 gün ve 2008/12916 – 13560 sayılı bozma kararında özetle(3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 Sayılı Yasa hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından ,orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda “olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği” kabul edilip, 6831 Sayılı Yasanın11/1. maddesi gereğince kadastro Mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı … ve Orman Bakanlığının ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmi ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzelkişiliği yada davaya konu taşınmaza zilyed olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel yada tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden red edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tesbit tutanağının, malik hanesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, Yasa ve Yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye göndermesini Kadastro Müdürlüğünden istemesi gerektiği, tesbit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tesbit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 Sayılı Yasanın 27, 28 ve
-2-
2010/10326-15336
29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında … hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 Sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerektiği, somut uyuşmazlıkta dava hasımsız açılmış ise de davanın devamı sırasında orman yönetiminin dava ettiği taşınmazlar hakkında temyize konu 2006/44 esas sayılı dosyada ve … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/153 Esas sayılı dosyasında dava bulunduğundan söz edilerek kadastro tespit tutanakları 3402 Sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca malik hanesi açık olarak düzenlenip, tutanak asılları kadastro mahkemesine gönderilmiş olduğundan davanın esasının incelenmesi gereğine)değinilmiştir
Bozmaya uyulduktan sonra,yargılama sırasında,dava konusu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları getirtilerek dava dosyası ile birleştirilmiş, taşınmazların zilyedi olduğu iddia edilen kişiler davaya dahil edilmiş, … ve Hazine, davaya konu taşınmazın adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlar, daha sonra … davadan feragat etmiştir. Orman yönetiminin davasına konu olan her bir parsel hakkında ayrı ayrı yargılama yapılıp delil toplanmasının daha kolay ve sağlıklı olacağı nedeniyle, davaların ayrı yürülmesi gerektiğinden,dava konusu parselle ilgili dava dosyası tefrik edilip ayrı bir esasa kaydedilerek yargılama yapılmıştır.
Mahkemece, katılan davacı …’in davasının REDDİNE, davacı … Yönetiminin davasının REDDİNE,katılan davacı Hazine’nin davasının KABULÜNE, … Köyü 101 ada 67 parsel sayılı taşınmazın 3733,56 m2 yüzölçümünde, taşlık ve çalılık niteliği ile Hazine adına TESCİLİNE karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi vekili ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosu vardır
… Köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava konusu parsel de içinde olmak üzere 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesine göre orman olarak tespit edilmesi üzerine orman parselinin bazı bölümlerinin zilyetliklerinde olduğu iddiasıyla kişilerce itiraz edilmiş, komisyonca dava konusu parselin de içinde bulunduğu üzere bir kısım taşınmaz 101 ada 1 numaralı orman parselinden ifraz edilmiş, 101 ada 1 numaralı paselin kalan bölümü 27.04.2006 – 29.05.2006 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılınca Orman Yönetimi tarafından 101 ada 1 numaralı orman parselinden ifraz edilen taşınmazların yeniden bu parsele ilave edilerek orman olarak tescili iddiasıyla 24.05.2006 tarihinde ve mahkemenin 2006/42 sayılı dosyada dava açmış, daha sonra komisyon kararıyla orman parselinden ifraz edilen ve kültür arazisi bölümünde bırakılan taşınmazların Mayıs 2007 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/153 ve Kadastro Mahkemesinin 2006/42 sayılı dosyalarında davalı olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılarak tespit edilmiş, mahkemece bu parseller hakkındaki davalar 2006/42 sayılı dosyada görülmekteyken, mahkemece dava koşulu bulunmadığından Orman Yönetiminin davasının reddine ilişkin verilen 06.11.2006 gün ve 2006/42 – 531 sayılı karar Orman Yönetiminin temyizi üzerine Dairenin 21.10.2008 gün 2008/12916 – 13560 sayılı kararıyla bozulmuş ve Hazine, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer olduğu iddiasıyla 3402 Sayılı Yasanın 26/d maddesi gereğince davaya katılmış, bozma kararından sonra 2009/8 Esas sayılı dosyaya kaydedilmiş, mahkemenin 11.01.2010 günlü ara kararıyla dava edilen taşınmazların 101 ada 14, 15, 18, 19, 39, 40, 41, 42, 61, 62, 63, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 390, 391, 392, 393, 394, 406, 514, 515, 516, 517, 518, 521, 522, 523, 524, 525, 529, 528 (35 adet) parseller hakkındaki davalar tefrik edilerek her bir parsel için ayrı bir dava dosyası düzenlenip o dosya üzerinden taraf delilleri toplanıp davanın karara bağlanması bakımından ayrılmış ve … esas numarası verilerek çekişmeli parsel hakkındaki dava bu dosyada karara bağlanmıştır.
Mahkemece, birbirinin devamı olup aynı nitelikteki taşınmazların eğim durumu gözönünde bulundurularak;
-3-
2010/10326-15336
1) Mahkemenin 2010/3, 4, 20, 22, 23 (Dairenin 2010/10336, 10338, 10327, 10328, 1339) sayılı dosyalarında dava konusu olan sırasıyla … Köyü 101 ada 15, 18, 391, 393, 394 numaralı parsellerin orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, katılan Hazine tarafından temyiz edilmiş ise de, bu parseller hakkındaki hükmün dosyadaki belge ve bilirkişi raporuna göre onanması gerekmiştir.
2) Yine aynı gün temyiz incelemesi yapılan mahkemenin 2010/5, 7, 8, 12, 14, 15, 16, 40, 41, 19 (Dairenin 2010/10325, 10334, 10324, 10330, 10337, 10326, 10329, 10335, 10333, 10322) sayılı dosyalarında dava konusu edilen … Köyü 101 ada 19, 40, 41, 63, 66, 67, 68, 69, 70, 390 sayılı parsellerin de eğimlerinin düşük olması nedeniyle katılan Hazinenin davasının kabulü ile bu parsellerin taşlık ve çalılık niteliğiyle tesciline karar verilen bu parseller hakkında verilen kararların tümü Orman Yönetimi tarafından orman olduğu iddiasıyla, bir kısım parseller hakkında ise, zilyetlikle kazanma koşullarının yararlarına oluştuğu ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/153 sayılı dosyanın sonucunun beklenmesi gerektiği iddiasıyla temyiz edilmiştir.
3) Mahkemece, orman parsellerinin bitişiğinde olan ve memleket haritasında da orman olarak tescil edilen parsellerle görünümleri aynı nitelikte olan taşınmazlar sadece eğimlerinin düşük olduğundan hareketle her bir parsel için ayrı ayrı verilen orman bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuşsa da, mahkemece birbirinin bitişiğinde ve devamı mahiyetindeki parsellerin tümü birlikte değerlendirilmemiş, keza orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmemiş, memleket haritası üzerinde Orman Yönetiminin dava ettiği taşınmazların tümü bir arada gösterilmediği için bilirkişi raporları denetlenememiştir.
4) Yine tespit tutanağının edinme sütununda dava konusu taşınmazların 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/153 sayılı dosyasında dava konusu edildiğinin bildirildiği halde bu dosyanın taraflarının kim olduğu, konusu ve sonucunun ne olduğu da araştırılmamıştır. Sözü edilen dava dosyası 3402 Sayılı Yasanın 26/c maddesi gereğince kadastroyu ilgilendiren bir dava ise, Kadastro Mahkemesine aktarılarak bu davanın kaldığı yerden devam edilerek aynı yasanın 27/3. maddesi gereğince kaldığı noktadan devam edilip karara bağlanması gerekir.
5) O halde; birbirinin devamı olan ve Orman Yönetiminin aynı nedenle dava konusu ettiği yukarıda numaraları … parsellere ilişkin dava dosyalarının birleştirilerek, ya da keşifleri birlikte yapılıp … ve orman bilirkişinin düzenleyecekleri raporlarda tümünün birlikte incelenip memleket haritasında ve kadastro paftası üzerinde gösterilerek keşfi izleme olanağı sağlanmak suretiyle 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/153 sayılı dosyasının kapsamı, niteliği ve sonucunun ne olduğu mahkemece düzenlenecek tutanağın bu dosyaya konulmak suretiyle görülüp karara bağlanması gerekir.
6) Yukarıdaki ilkeler gözönünde bulundurularak;
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği
-4-
2010/10326-15336
kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir.
Ayrıca 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no’lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde “… 6831 Sayılı Yasanın 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı” öngörülmüştür.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 Sayılı Yasa, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle … açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
-5-
2010/10326-15336
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan … kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve … muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözönünde bulundurularak davacı … Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddine, Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 07/12/2010 günü oybirliği ile karar verildi.
…