YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10138
KARAR NO : 2010/13385
KARAR TARİHİ : 01.11.2010
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, … Köyü 105 ada 66 parsel sayılı 197,88 m² yüzölçümündeki taşınmazın, 1992 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğu halde, 2007 yılında 4999 Sayılı Yasaya göre yapılan çalışmalarda orman sınırlarına uyulmadığını ve 30.04.2007 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosunda da orman sınırları daraltılacak şekilde gerçek kişiler adına tapu kaydı oluştuğunu bildirerek, davalı adına kayıtlı tapunun iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın tapusunun iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre; dava kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 21.05.1992 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu vardır. Daha sonra 18.01.2007 tarihinde ilan edilip kesinleşen 4999 Sayılı Yasanın 9. maddesi gereğince fenni hataların düzeltilmesi çalışması yapılmıştır.
Toplanan deliller, uzman bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın yörede 1992 yılında yapılan orman kadastro çalışmasında orman sınırları içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu, orman niteliğindeki taşınmazlar üzerinde zilyetliğin söz konusu olamayacağı, özel mülkiyete konu olmayacak yerlerden olduğu, 4999 Sayılı Yasa gereğince yüzölçümü ile fenni hataların düzeltilmesi çalışmasının hatalı yapıldığı ve kesinleşen orman sınırları içindeki alanların orman sınırları dışında bırakıldığı, ancak 4999 Sayılı Yasa ile orman kadastro komisyonlarına orman sınırlarını değiştirme yetkisinin verilmediği gözönüne alınarak mahkemece kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 01/11/2010 günü oybirliği ile karar verildi.