YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9498
KARAR NO : 2009/11826
KARAR TARİHİ : 14.07.2009
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi ile davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 2004 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında … Köyü 142 ada 187 parsel sayılı 15131.65 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe; 142 ada 120 parsel sayılı 13730.27 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla; 142 ada 188 parsel sayılı 17695.41m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla; 142 ada 199 parsel sayılı 8768.59m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla: 142 ada 191 parsel sayılı 21797.96m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla; 142 ada 181 parsel sayılı 8398.59 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla; 142 ada 207 parsel sayılı 8568.79 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliği ile 2/B madde uygulaması nedeniyle; 142 ada 287 parsel sayılı 1260 Hektar 6158.85 m2 yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı gerçek kişiler, çekişmeli taşınmazların kendilerine ait … alanları olduğu iddiasıyla dava açmışlar; dava dosyaları birleştirilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne; çekişmeli 142 ada 287 parselin bilirkişi krokisinde (M) harfi ile gösterilen bölümünün davacılardan … … adına, bu parselin kalan bölümü ile davaya konu diğer tüm parsellerin tespit gibi Hazine adına tapuya tescillerine, 142 ada 186 parsele karşı yöntemince açılmış bir dava bulunmadığından herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm Hazine, Orman Yönetimi ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre orman kadastrosu yapılmıştır.
1- İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli … Köyü 142 ada 187, 120, 188, 199, 191, 181 ve 207 parsellerin tamamı ile 287 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (M) harfi ile gösterilen bölümü dışında kalan kesimlerinin, uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada 287/ (M) parselinin orman sayılan ve 287/ (M) parseli dışında kalan parsellerin ise öncesinin orman sayılan yerlerden olduğu; 142 ada 186 parselle ilgili olarak yöntemince açılmış bir dava bulunmadığı anlaşıldığından davacı gerçek kişilerin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Hazine ve Orman Yönetiminin 287 parselin bilirkişi krokisinde (M) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece (M) harfi ile işaretli bölümün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesi ile hüküm kurulmuşsa da delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğü gibi, yapılan araştırma da hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Bu yer hakkında orman mühendisi … Boran tarafından düzenlenen 31/08/2007 tarihli rapor ekinde bulunan krokinin incelenmesinde çekişmeli taşınmaz bölümünün 287 sayılı orman parselinin ortasında kaldığı, güneyindeki dosya arasında tutanağı bulunmayan 35 sayılı parselle az bir bağlantısının bulunduğu görülmektedir. Mahkemece bu bölümün 287 sayılı orman parselinin tamamını kapsayan pafta örneği üzerinde yeri gösterilmemiş; 35 parsele ait tutanak getirtilerek incelenmemiştir. Davacı tapu kaydına değil, zilyetliğe dayanmaktadır. Bu nedenle taşınmazın dört yönden 287 sayılı orman parseli ile çevrili olması durumunda 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı niteliği taşıması söz konusudur. 287 parselin tamamını gösterir pafta örneği üzerinde bu bölüm gösterilmediğinden ve 35 parsele ait tutanak örneği getirtilerek denetlenmediğinden orman sayılan yerlerden olup olmadığı duraksama yaratmayacak bir biçimde saptanamamaktadır. Orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde de zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığının araştırılması gereklidir.
6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no’lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde “… 6831 Sayılı Yasanın 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı” öngörülmüştür.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda … ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 Sayılı Yasa, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır. Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda …, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle … açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda … ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, … ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan … kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve … muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece çekişmeli yerin, 287 parselin tamamının gösterildiği pafta üzerinde konumu belirlenmeli; komşu 35 parsele ait tutanak örneği getirtilerek denetlenmeli; 35 parsel belgesiz zilyetliğe dayalı olarak gerçek kişiler adına tespit edilip kesinleşmiş olsa dahi Hazine tarafından orman olduğu iddiası ile bu parsele karşı da her zaman dava açılabileceği düşünülmelidir.
Orman içi açıklık niteliği taşımadığının saptanması halinde ise zilyetlik koşulları araştırılmalıdır.
Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, (murisler) yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 Sayılı … Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince … ve … olarak kazanılmış … miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve çelişkili bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1- Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının reddi ile 142 ada 187, 120, 188, 199, 191, 181, 207 ve 186 parseller ile 287 parselin (M) harfi ile işaretli bölümü dışında kalan kesimleri ile ilgili hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişilere yükletilmesine,
2- Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile 287 parselin (M) harfi ile işaretli bölümü hakkındaki hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran Orman Yönetimine iadesine 14/07/2009 günü oybirliği ile karar verildi.