Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/9380 E. 2009/11861 K. 15.07.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9380
KARAR NO : 2009/11861
KARAR TARİHİ : 15.07.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali tescil, elatmanın önlenmesi ve tapu kaydındaki ipotek ve haciz şerhlerinin kaldırılması davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ile davalı … San. Tic. A.Ş. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan davada … Köyü 1054 parsel sayılı 8230 m2 yüzölçümündeki davalı … adına tapuda kayıtlı olan ve üzerindeki diğer davalılar lehine haciz ve ipotek şerhleri bulunan taşınmazın bir bölümünün yörede yapılarak kesinleşen orman kadastro çalışmasında kısmen orman sınırları içinde kaldığını belirterek tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, davalıların elatmasının önlenmesine, tapu kaydı üzerindeki ipotek şerhlerinin terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın (A) harfli 2470.65 m2’lik bölümünün tapu kaydının iptaline, bu bölümün orman niteliği ile Hazine adına tesciline, bu bölüm üzerindeki haciz ve ipotek şerhlerinin terkinine karar verilmiştir. Hüküm davacı Orman Yönetimi ile davalı … San. Tic. A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali tescil, elatmanın önlenmesi ve tapu kaydındaki ipotek ve haciz şerhlerinin kaldırılmasına ilişkindir.
Yörede 1949 ve 1975 yıllarında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece kurulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki, Orman Yönetiminin kesinleşen orman kadastro çalışmasında orman sınırları içinde kaldığı iddiası ile açmış olduğu davada davanın kısmen kabulü yolunda hüküm kurulmuştur. Ancak, Dairemizde daha önce temyiz incelemesi yapılan aynı nitelikteki dosyalarda uzman orman yüksek mühendisi … …, … …, … … ile fenni bilirkişi … … tarafından düzenlenen raporlarda dosyada mevcut olan harita, kroki, pafta, açı ve mesafe değerlerinin esas alınarak 1949 yılına ilişkin orman tahdit hattını yeşil renkli çizgi ile, 1975 yılında yapılan çalışmayı kırmızı renkli çizgi ile, arazi kadastro komisyonu tarafından geçirilen 1949 tahdit hattını … çizgi ile gösterdiklerini, yeşil renkli 1949 tahdit hattının aynen açı ve mesafelere uyulmak sureti ile oluşturulduğunu, ancak bu hatta göre resmi belgelerde ormanlık alanda gözüken taşınmazların orman tahdidi dışında kaldığı, yine resmi belgelerde açıklık alanda gözüken alanların ise orman tahdidi içinde kaldığının belirlendiğini, 1975 yılında yapılan aplikasyon tutanaklarında ise 1949 yılına ilişkin açı ve mesafelerin araziye uymadığının açıklanarak memleket haritası ve arazi yapısı bitki örtüsü, meyil, … muhafaza özeliği, kullanım durumları gözönüne alınarak çalışmanın yapıldığının açıklandığı,bozma ilamında belirtilen 5135 ila 5139 nolu orman tahdit noktalarının bozma öncesindeki raporlarda farklı yerlerde gösterilmelerinin sebebi ise orman tahdit haritasına sonradan işlenen arazi kadastro paftasının biraz kaydırılması nedeni ile olduğu, 5148-5149-5150 nolu orman tahdit noktalarının (1975 yılına ilişkin orman tahdit haritasında düze yakın bir hat olmasına rağmen) önceki bilirkişilerce kırık bir hat olarak çizilmesinin ise 1949 yılına ilişkin orman tahdit çalışma tutanağında
“çiftliğin mezru ve gayri mezru arazileri ile meraların tahdit harici bırakılmasına” denildiği, buradaki mera ifadesinin 5149 nolu orman tahdit noktasında gözüken yıkık ahır yeri ile Doğusundaki çitler ile çevrili hayvan ağıllarının bulunması nedeni ile 5149 nolu orman tahdit noktasının Doğusu ve Kuzeydoğusu ile Kuzey, Kuzeybatı bölümünün tanımlandığı, resmi belgelerde bu bölümün açıklık alanda kaldığı, bu bölgede mera olarak tanımlanabilecek başka bir alanın bulunmadığı, 5149 nolu orman tahdit noktasının tutanakta tarif edildiği gibi ahır kalıntılarının … fotoğrafı ve memleket haritasında kesin olarak belirlendiği, açıklanarak bu uygulamaları gösteren krokiler sunmuşlardır.
Yine … Köyü 890, 944, 948, 949 ila 956 parsellere yönelik olarak davacı orman yönetimi tarafından açılan dava aynı mahkemenin 2005/288E sayılı dosyasında incelenmiş olup, temyiz incelemesi Dairemizin 2008/11866 E sayılı dosyasında incelenmiş ve söz konusu dosyada kadastro teknisyeni …,orman yüksek mühendisleri … … …, … … ve … … tarafından düzenlenen 20.07.2006 tarihli rapor ile dayanağı olan ek 1 nolu krokideki (memleket haritası ve … fotoğrafı ile desteklenen ve zemine de uygun olduğu anlaşılan) 1975 tahdit hattı esas alınarak uyuşmazlık çözümlenmiştir. Bu dosyadaki uzman orman bilirkişi kurulunun da çizdiği hatlar sözkonusu bilirkişi kurulunun çizdiği hatlar ile aynıdır.ancak buna rağmen uzman bilirkişilerce bozma öncesindeki raporlara itibar edilmesi gerektiği belirtilerek çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadıkları yolunda açıklamalar yapılmıştır.
Sonuç itibarı ile; memleket haritası ve … fotoğrafı ile desteklenen, zemindeki duruma da uygun olan 1975 yılına ilişkin tahdit hattı hem dosyadaki uzman bilirkişi kurulunca hem de Dairemizin 2008/11866 E sayılı dosyasındaki uzman bilirkişi kurulu tarafından aynı şekilde çizilmiş olup artık bu bölgedeki uyuşmazlıkların mavi ile çizilen (bu dosyada kırmızı ile çizilen) 1975 tahdit hattı esas alınarak çözümlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, sözkonusu hatta göre … Köyü 1054 parselin kabul edilen bölümden daha fazla bir bölümünün kesinleşen tahdit içinde kaldığı anlaşıldığından dosyanın uzman fenni bilirkişiye verilerek bilirkişilerce 1975 tahdit hattı olarak çizilen kırmızı hatta göre, bu taşınmazların kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan ve kalmayan bölümlerinin belirlenmesi ve bunu gösteren rapor ve kroki düzenlemesi istenerek alınacak rapor ve krokiye göre davanın kısmen kabulü ile bu bölümler yönünden tapu kaydının iptali yolunda hüküm kurulması, ayrıca tapu kaydındaki haciz ve ipotek şerhi nedeni ile davada taraf olarak davalı gerçek kişi ile şirket yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerekirken aksine düşünceler ile kurulan hüküm doğru görülmemiştir. Ayrıca tapu kaydındaki yüzölçümü ile bilirkişilerce belirtilen yüzölçümlerinin birbirinden farklı olduğu gözönüne alınmadığı gibi dava tapu iptali ve tescil talebi ile birlikte davalının elatmasının önlenmesi talebini de içerdiği halde bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin ve davalı şirketin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 15/07/2009 günü oybirliği ile karar verildi.