Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/808 E. 2009/1359 K. 03.02.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/808
KARAR NO : 2009/1359
KARAR TARİHİ : 03.02.2009

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar …, …, … , …, …, …, …, … mirasçıları, …, ve arkadaşları, …, … ve arkadaşları, …ve arkadaşları, … … ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … Merkez, …. mevkii 115 ada 8 parsel sayılı 78780 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden taşlık ve çalılık niteliğiyle 1984 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sonucu Hazine adına, 115 ada 9 parsel sayılı 8130 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 1938 tarih 14 numaralı vergi kaydı ile zeytinli tarla niteliğiyle … … ve arkadaşları adlarına tespit edilmiş, tespite yapılan itirazlar sonucu tapulama komisyonunca taşınmazlara gerçek kişilerin itirazları kabul edilerek hisseli olarak … ve arkadaşları adlarına tespit edilmiş, 47 ada 3 parsel sayılı 55999 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, yabani zeytinlik ve makilik niteliği ile vergi kaydı miktar fazlası olarak Hazine adına tespiti yapılmış, gerçek kişilerin itirazları tapulama komisyonunca reddedilmiştir.
Davacı Hazine 115 ada 8 ve 9 parsel numaralı taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu iddiasıyla kadastro tespitinin iptali, Hazine adına tescili istemiyle, davacı … Yönetimi her 3 parsel için de 27.06.1988 tarihli dava dilekçesiyle çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmışlardır. Davacılar Ufuk Aklan ve arkadaşları taşınmazların ayrı ayrı bölümleri için zilyetlik ve satınalmaya dayalı olarak orman tahdidine itirazla birlikte kadastro tespitinin iptali istemiyle ayrı ayrı dava açmışlar, ayrı açılan dava dosyaları kadastro mahkemesinin 1988/632 esas sayılı dava dosyasında birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde Orman Yönetiminin davasının reddine, Hazinenin davasının kısmen kabulüne, gerçek kişilerin orman tahdidine itiraz davalarının kabulüne, çekişmeli taşınmazların tamamen veya kısmen orman sınırı içine alınmasına dair işlemin iptaline, kadastro sonrası … haklar bakımından açılan davalar yönünden görevsizliğe karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.10.1994 tarih 7549 esas 11880 sayılı bozma kararında özetle: “Kadastro tespitinden sonra orman kadastrosunun yapıldığı, davanın hem arazi hem de orman kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu, yapılan inceleme ve araştırmanın yetersiz olup, her davanın kendi koşulları ve dosya içeriğine göre çözümlenmesi gerektiği, çevrede başka kişilerle ilgili olarak geçmiş dosyalar ve sonuçlarının görülmekte olan dava için emsal teşkil etmeyeceği, 1947 yılında yapılan orman tahdidinin de bu parsellerin çok uzağında kaldığı, bu nedenle çekişmeli taşınmazların 1947 tarihli tahditte dışarıda bırakılmasının söz konusu olmadığı, 19.08.1987 tarihinde ilan edilen orman kadastro çalışmalarının ilk sınırlandırma olduğunun kabul edilmesi gerektiği, dosyada vergi kaydının kuzey sınırında Bucak Denizi yazılı olduğu dikkate alınarak taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde olup olmadıkları ve yörenin niteliği bakımından sit alanında kalıp kalmadıklarının araştırılmadığı, bu nedenle üç orman mühendisi, bir jeolog, bir arkeolog, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğraflarının uygulanması, varsa kıyı kenar şeridini gösterir haritanın yerine uygulanıp, taşınmazın sit alanında olup olmadığının 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, öncesinin orman sayılan yer olduğunun tespit edilmesi halinde, üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa bile salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi orman sayılan, kıyı kenar çizgisi içindek alan veya kültürel sit alanı olarak korunmaya alınmış kesimlerin zilyetlik yolu ile kazanılamayacağı” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan inceleme ve araştırma sonucu davacılar … ve arkadaşlarının orman tahdidine itiraza yönelik davalarının reddine, müdahiller … … ve arkadaşlarının davalarının tespitten sonraki hakka dayanması sebebi ile bu kişiler hakkındaki davalar yönünden görevsizliğe, Ufuk Aklan ve arkadaşlarının parsellere yönelik davalarının reddine, Hazinenin 115 ada 8 ve 9 parsellere yönelik davasının reddine, elatmanın önlenmesi talebi yönünden görevsizliğe, Orman Yönetiminin davasının kabulüne, 47 ada 3, 115 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların tamamının orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar …, …, … , …, …, …, …, … mirasçıları, …, ve arkadaşları, …, … ve arkadaşları, … ve arkadaşları, … … ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman tahdidine itirazla birlikte kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 19.08.1987 tarihinde ilan edilip eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen 6831 Sayılı Yasa uyarınca yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve çekişmeli taşınmazların yüksek eğimli yer yer … kütleleri ve maki elemanlarıyla kaplı tarıma elverişli olmayan, öncesi itibariyle memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 03/02/2009 gününde oybirliği ile karar verildi.