Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/7076 E. 2009/9017 K. 02.06.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7076
KARAR NO : 2009/9017
KARAR TARİHİ : 02.06.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi ve Belediye Bşk. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı Hazine vekili, Mustafapaşa Mahallesi 3159 ada 18 sayılı parselin 1943 yılında yapılan orman kadastro çalışmasında orman sınırı içinde olup, 1994 yılında 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarıldığını bildirerek, davalılar adına kayıtlı tapunun iptalini ve Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptaline ve 2/B madde şerhi verilerek Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Genel arazi kadastrosu işlemi 1970 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1951 yılında 5653 Sayılı Yasaya göre makiye ayırma çalışması, 1994 yılında yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre;
1) Yörede 1970 yılında 2613 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan şehir kadastrosunda Belediyeye ait Ocak 1940 tarih 14 nolu 166 Hektar 1232 m2 yüzölçümlü tapunun, 1945 yılında kesinleşen…Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı ve 1952 yılında da kayden Hazineye devredilip Hazine yerleri ile birlikte Ağustos 1952 tarih 87 ila 266 numalarda ifrazen yeniden tescil edildiği gözönünde bulundurulmadan mera niteliği ile … Belediyesi adına tespit ve tescil edildiği,
2) Hazine, belediyeden devir aldığı Ocak 1940 tarih 14 nolu tapu kaydını kendi yerleri ile birleştirilip Ağustos 1952 tarih 87 ila 266 numaralarda ifrazen tescil ettirdikten sonra birçoğunu çeşitli kişilere devir ettiği ve bu ifraz tapu kayıtlarının büyük bölümün de 1945 yılında kadastrosu kesinleşen…Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı gözönünde bulundurulmadan 1970 yılında 2613 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan genel kadastroda,
-2-
2009/7076-9017

… … Mahallesi 11 ada 1 ila 12 ve 32 ila 46 numaralı parseller ile … … Mahallesinde 321 adada bulunan parsellere ve dosya kapsamında ada ve parsel numaraları belli olmayan birçok parsele revizyon göstererek yapılan kadastro tespitlerinin kesinleştirilerek tapuya tescil edildiği,
…Devlet Ormanının … … Mahallesi sınırları içinde kalan bölümleri ile … … Mahallesi 11 adadaki parsellerin…Devlet Ormanı sınırları içinde kalan bölümlerinin nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartıldığı ve 14.12.1994 tarihinde ilan edilerek 2/B madde uygulamasının kesinleştiği,
3) “Makilik sahalar sınırlama tutanağı” başlığı ile … ve … … tarafından 17.09.1951 ve 20.09.1951 tarihleri arasında düzenlenen tutanakla İstanbul şosesi güneyinde XVIII numaralı poligonla 22.262 Hektar olduğu belirtilen alanın (bu alan … İlçesi yerleşim yeri dahil onlarca köyün yerleşim yerlerini, tapulu tapusuz arazilerini, kadastro görüp tapuya tescil edilen ya da edilmeyen birçok orman alanlarını, meraları, dağları, tepeleri, dereleri, kayalıklar ile devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan birçok yerleri içine almaktadır). 24 adet poligon halinde toplam 71.692 hektarlık arazinin 1/25000 ölçekli Askeri Haritalar üzerinde sınırları kaba taslak çizilerek gösterildiği, dava konusu parselin bu 24 adet poligondan biri olan XXIV numaralı 17.718 Hektar yüzölçümlü poligon içinde bulunduğu, “…-…-… Bucağı” XXIV nolu poligonu olarak belirtilen maki tutanağının 06.10.1951-10.10.1951 tarihleri arasında sadece Komisyon Başkanı … imzası ile düzenlendiği ve XXIV numaralı 17718 Hektar yüzölçümlü olduğu belirtilen bu alan hakkında aynen” 17718 Hektar vusatında olan bu poligon sahası içinde köylülere ait tapulu veya tapusuz ziraat arazisi bulunmakla beraber makilik ile örtülü sahalar içinde tarla açma mümkündür” şeklinde ifadelere yer verildiği; yine diğer 23 adet poligon içindeki araziler de buna benzer şekilde tanımlandığı, bu haliyle sözü edilen bu tutanaklarda belirtilen alanlarda yasa ve yönetmeliğin belirlediği usullere göre yapılmış bir maki tespiti işleminin bulunduğunun asla kabul edilemeyeceği, esasen 3 Nisan 1950 tarihinde yürürlüğe giren 5653 Sayılı Yasanın geriye yürüyeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, ne bu yasada ne de bu yasa gereğince çıkartıldığı kabul edilen 17.08.1950 tarihli Yönetmelikte, maki tespit Komisyonlarının yasanın yürürlüğünden önce kesinleşmiş orman tahdit sınırları içine girerek maki tespiti yapacağına ilişkin her hangi bir hükümde bulunmadığı, o tarihde hukukumuzda orman rejimi dışına çıkarma kavramı bulunmadığından makiye ayırma işleminin orman rejimi dışına çıkarma işlemi de sayılamayacağından, makiye ayırma işleminin yok hükmünde olduğu ve … Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 21.06.2005 gün ve 2005/120-322 sayılı direnme kararını inceleyen Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2006 gün ve 2006/20-148-286 sayılı kararında da belirtildiği gibi hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı,
4) Çekişmeli parselin … … Mahallesi 321 ada 61 sayılı kadastro parselinden ifraz edilerek oluşturulduğu, taşınmazın tamamının orman niteliğiyle Hazine adına tespit edildiği ve daha sonra Belediye tarafından Hazine aleyhine açılan dava sonunda 775 sayılı kanun hükümlerine göre … Belediyesi adına tapuya tescil edildiği öncesi orman olan yerde (parsel hakkında hukuken geçerli bir makiye ayırma işlemi bulunmadığından) arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet … kazandırmayacağı ve T.M.Y.nın 1026 (E.M.Y.nın 934. İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet … kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023 (E.M.Y.931 İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı, belirlenerek Hazinenin davasının kabulüne, taşınmazın tapu kaydının iptaline ve 2/B niteliğiyle hazine adına tesciline, karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 02.06.2009 günü oybirliği ile karar verildi.