YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6609
KARAR NO : 2009/9947
KARAR TARİHİ : 16.06.2009
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVACILAR : ORMAN YÖNETİMİ-…
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … Köyü 115 ada 59 parsel sayılı 21757.94 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 2/B madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkartılan yerlerden olması nedeniyle tarla niteliğinde Hazine adına tespit edilmiş, davacı gerçek kişi taşınmazın kendisine ait … alanı olduğu; Orman Yönetimi ise halen orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece dava konusu parselin davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş; davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyizi üzerine karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19 09/2006 tarih, 2006/ 7591- 11514 Sayılı Kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında “mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı, dava konusu parsel de içinde olmak üzere aynı gün Dairede incelemesi yapılan … Köyünde pek çok taşınmazın aynı nedenle davalara konu olduğu, benzer biçimde düzenlenen orman bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulduğu; bir kısmında da yargılamaların devam ettiğinin anlaşıldığı, bilirkişi raporuna ekli 1/25.000 ölçekli memleket haritası hükme dayanak yapılmışsa da raporun denetlenemediği, memleket haritası uygulamasına göre çekişmeli yerlerin içinden yolların-derelerin geçtiği görünmesine karşın kadastro paftasında bu yol ve derelere rastlanmadığı, bu durumda memleket haritası ve … fotoğraflarının yöntemince uygulanıp uygulanmadığı, kadastro paftası ile aplikesinin doğru yapılıp yapılmadığı konusunda duraksama yaratıldığı gibi, raporda taşınmazların eğimlerinin düşük olduğunun bildirildiği ancak, memleket haritasındaki yerlerine göre münhanilerinin sık olduğu görülmekle daha yüksek eğimli oldukları izlenimi verdiği, taşınmazların çevresindeki orman parsellerinin memleket haritasında nereye isabet ettiği belirtilmediğinden ve hakim gözetiminde taşınmazın dört yönden fotoğrafları çektirilip dosyaya eklenmediği ve bilirkişilere bu yön açıklattırılmadığından yapılan incelemenin doğruluğu konusunda duraksama oluştuğu, çekişmeli parselin orman niteliği ile Hazine adına tespit edildiği ve ormanların kullanımının Orman Yönetimi, mülkiyetinin Hazineye ait olması nedeniyle Hazinenin de davada yer almasının zorunlu olduğu; davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandığından taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, bu kez kişi yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla … edinme koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılması gerektiği, yörede bulunan ve birbirine komşu olan adalardaki … yüzölçümlü parsellerin tümünün mahkemede dava konusu edildiği ve … parsel bazında inceleme yapılarak sonuca ulaşma olanağının bulunmadığı açıklandıktan sonra Hazine de davaya dahil edilip, taraf oluşturulduktan sonra her parsel dosyasında ilgili kayıt ve belgeler ile komşu parsellere ait tutanak örnekleri ve kayıtları getirtilip, dava dosyasının keşfe hazır hale getirilmesi, aynı yörede bulunan adalarda aynı iddia ile açılan davalara konu olan taşınmazların ada ve parsel numaralarının belirlenmesi, dava ve usul ekonomisi bakımından bu dava dosyalarından birisinin … dosya seçilerek o dosya üzerinde evvelce görev almış bilirkişiler dışında yeniden seçilecek üç kişilik orman yüksek mühendisi ya da mühendisi ve bir … elemanı huzuruyla yapılacak keşifte, en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğrafının çekişmeli taşınmaz ile bu adadaki ve … adalardaki araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumunun saptanması; tapu ve zilyetlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi; kesinleşmiş tahdit söz konusu olmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanıp, çekişmeli bu parsellerin tümünün memleket haritasına göre konumunun saptanması, memleket haritası ölçeği büyütülerek (1/10000 olmalı) aynen bu bölgede bulunan dava konusu parsellerin birleştirilmiş kadastro paftalarına yansıtılıp, memleket haritasında orman olarak gösterilen ve gösterilmeyen yerler kadastro paftası üzerine, yine en az ada ya da birkaç ada bazında kadastro pafta ölçeği memleket haritası ölçeğine eşitlenerek o adadaki tüm parsellerin memleket haritası üzerine ablike edilerek keşfi ve uygulamayı izlemeye ve denetlemeye elverişli birleşik haritalı raporun alınması ve … dava dosyasında alınan bu birleşik haritanın aynı ada yada bitişik adada bulunan dava dosyaları içine konması, bilirkişilerce her parselin … yapısı, bitki örtüsü bakımından ayrı ayrı inceleme yapılıp raporlarına yansıtılması, keşifte hakim gözetiminde her parselin dört yönden renkli fotoğraflarının çektirilip onaylanarak dosyaya eklenmesi, komşu parsellerinin denetlenmesi, taşınmazın çevresindeki taşınmazların niteliğine göre, çekişmeli parselin etrafı ormanla çevrili ise mülkiyet belgesi, tapu kaydı olmadığı takdirde bu tür yerlerin 6831 Sayılı Yasanın 17/1-2 maddesine aykırılık teşkil ettiğinin düşünülmesi, bütün bu konuları kapsayacak, duraksamaya yer vermeyen ortak imzalı rapor ve krokinin alınıp bundan sonra bu rapor ve haritaların onaylı bir örneğinin aynı yörede bulunan tüm parsellerle ilgili dava dosyalarının içine konması, taşınmazın gerçek eğiminin bilimsel yöntemlerle belirlenmesi, böylece orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesin biçimde saptanması, aynı zamanda Orman Yönetimi tarafından 2/B madde koşullarının gerçekleşmediği iddiasıyla Hazine aleyhine açılmış bir dava da bulunduğundan 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesinin koşullarının oluşup oluşmadığının da araştırılması, 6831 Sayılı Yasanın değişik 2/B maddesinde bilim ve … bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkarılacağı hükmünün bulunduğu, bundan doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerektiği, her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina yada eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması yada orman bitkilerini kökleyip … yapmaya yeltenmesi veya 6831 Sayılı Yasanın 17/2 maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülk olamayacak orman içi açıklığı niteliğindeki yerleri sahiplenmesinin yasal anlamda bilim ve … bakımından nitelik kaybı olmayıp, zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesi olduğu, bu yöntemin … erozyonu, ormanların yok olması, doğanın ve çevrenin bozulması sonucunu doğuracağı, yasada tanımlanan bilim ve … bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme kavramından bu tür olayların amaçlanmadığı, 6831 Sayılı Yasanın aksi yönde yorumunun ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribine, yok edilmesine izin verdiği sonucuna ulaştıracağı, bu durumun ise Anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırılık oluşturacağı, suç teşkil edecek eylemlerle ve zorlama yolu ile ormanların niteliğinin kaybettirilmesinin yasalarla korunamayacağı, o halde uzman orman bilirkişi tarafından tüm bu olgulara göz önünde bulundurularak dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve … rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve kararlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinden insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşememe gibi koşulların birlikte değerlendirilip, dava konusu taşınmazın hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve … bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğinin yada halen orman niteliğini koruduğunun incelenerek bu olguların tartışılması yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması, bu cümleden olarak, yapılacak keşifte … uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığının belirlenip, bu yolda rapor alınması; komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarının getirtilip uygulanması; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdiklerinin denetlenmesi; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenerek zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03/07/2005 gün 5403 Sayılı … Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince … ve … olarak kazanılmış … miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, bu karar Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, temyize konu davanın varlığı nedeniyle kesinleşmemiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 16/06/2009 gününde oybirliği ile karar verildi.