Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/4998 E. 2009/7084 K. 29.04.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/4998
KARAR NO : 2009/7084
KARAR TARİHİ : 29.04.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.04.2007 tarih 2007/493-4992 sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama karar vermeye yeterli değildir. Şöyle ki hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli 150 parselin tamamının, 1710 parselin ise (B) bölümünün tahdit dışında olduğu, 1960 ve 1982 baskı tarihli memleket haritalarında açık alan olarak gözüktükleri, orman sayılmayan yerlerden oldukları açıklanmış ise de kesinleşmiş tahdit haritası, eski tarihli memleket haritası ile çekişmeli taşınmazların kadastro paftalarının ölçekleri eşitlenerek tahdit hattı ile irtibatlı kroki düzenlenmediği gibi çekişmeli taşınmazlar elle boyama memleket haritasında nokta olarak işaretlenmiştir. Diğer taraftan çekişmeli taşınmazların kadastro tespit tutanağında belirtilen suç tutanakları ile dava dışı 147 parsele uygulanan tapu kaydı dosya arasına getirtilip keşifte uygulanmamıştır. Bundan 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşulları (40/100 dönüm limitin aşılıp aşılmadığı, … … arazi olup olmadığı vb) yeterince araştırılmamıştır.
O halde; mahkemece, çekişmeli taşınmazların kadastro tespit tutanaklarında belirtilen suç tutanakları, komşu parsellerin kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanak belgeleri ile dava dışı 147 parsele uygulanan tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile birlikte dosya arasına getirtilip önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi, bulunamadığı takdirde orman mühendisi, ziraat mühendisi ve harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu … memurundan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte orman kadastrosu kesinleşmiş ise tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu hattına göre konumu ile kesinleşen orman tahdit haritası içinde kalıp kalmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların kesinleşen tahdit haritası dışında kalması halinde dava zilyetliğe dayalı olarak açıldığından en eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafı ve amenajman planları ilgili yerlerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; orijinal-renkli memleket haritası ölçeği kadastro paftası ölçeğine çevrildikten sonra
yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunun yalnız büro incelemesi ile değil, uygulama ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili rapor alınmalı; çekişmeli taşınmazların kadastro tespit tutanaklarında belirtilen suç tutanakları getirtilip uygulanmalı, dava konusu taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında ve orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yer olması halinde davanın reddine karar verilmelidir.
Çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında ve ayrıca devletin hüküm ve tasarrufu altında öncesi ve halen orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, davacı gerçek kişinin bu yeri Hazineye karşı 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanıldığını kanıtlaması gerekeceğinden, bu kez dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak 1960-1969’lu yıllara ilişkin … fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogonometri yöntemiyle düzenlenmiş harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman mühendisi ile birlikte … fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri bu belgelerle denetlenerek, …, ziraat ve orman bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, kadastro tesbit tarihine kadar geçen zilyetlik süresinin iktisap için yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalı, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (H.G.K.30/03/1994 gün ve 1993/8 – 939 – 1994/176 sayılı kararı), dava dışı 147 parsele kadastro sırasında uygulanan tapu kaydı yerel bilirkişi ve tanık anlatımları ile komşu parsellerin tutanak ve dayanak belgelerinden yararlanılarak … bilirkişi marifetiyle zemine uygulanmalı ,çekişmeli taşınmazların 147 parsele uygulanan tapu kaydının miktar fazlası olup olmadıkları belirlenmeli ; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar davacı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacı ile eklemeli zilyetler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, … ve … olarak kazanılmış … miktarı belirlenip, yasanın getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, aleyhteki hükmü kişi temyiz etmediğinden, taşınmazın (A) bölümü yönünden usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, … Köyü 150 parselin tamamı ile 1710 parselin B= 8467 m2 bölümünün tapusunun iptaline, davacı adına tesciline, 1710 parselin A= 3108 m2 bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1990 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; iptali istenilen taşınmazlara uygulanan tapu kayıtları komşu parsellere ilişkin tutanak ve ekleri ile dava konusu yerle ilgili suç zabıtları getirtilip yerine uygulanmadığı gibi, bozma kararında (A) ile işaretli orman niteliği ile Hazine adına tescile karar verilen hüküm yönünden usulü kazanılmış hak ilkesinin gözetilmeği belirtildiği halde, bu hususun dahi gözardı edildiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle; 13.04.2007 gün 2007/493-4992 sayılı bozma kararı gereklerinin aynen yerine getirtilmesi usulü kazanılmış hakkın gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran Orman Yönetimine iadesine 29/04/2009 günü oybirliği ile karar verildi.