YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/4389
KARAR NO : 2009/7123
KARAR TARİHİ : 29.04.2009
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve elatmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … ilçesi … mevkii 531 parsel sayılı 4.000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz Şubat 1952 tarih 293 sıra nolu 4753 sayılı yasa uyarınca oluşan tapu kaydı uygulanarak kestanelik niteliği ile … … adına tespit ve tescil edilmiş, daha sonra satış yoluyla davalıya geçmiştir. Davacı … Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kesinleşen tahdit içinde kaldığından tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen krokili raporda (B) ile işaretlenen 3.703,49 m2 yüzölçümlü bölümünün tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen tahdit içinde kalan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1945 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1957 yılında arazi kadastrosu, 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve 23.8.1991 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişiler tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın tamamının 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman sınırlama haritasında … Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 08.07.2008 havale tarihli krokide (A) ile işaretlenen 229,56 m2 yüzölçümlü bölümünün Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı, temyize konu (B) ile işaretlenen 3.703,49m2 yüzölçümlü bölümünün ise halen tahdit içinde olduğu, 1950 yılında 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayrıldığı, … tevzi komisyonunca 29 tevzi numarası ile … … adına dağıtım ve tescilinin yapıldığı, taşınmazın tamamının tevzi haritasının kapsamında kaldığı, eğim ölçere göre % 25-30 eğimli olduğu, üzerinde meşe, kestane ve … ağaçları ile tam kapalı orman örtüsü ile kaplı bulunduğu, orman ve … muhafaza karakteri taşıdığı anlaşıldığına, makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği Y.İ.B.B.K.nın 22.03.1996 gün 1993/5-1 sayılı ve H.G.K.nun Y.K.Dnin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararı ile kabul edildiğine, ve her ne kadar taşınmaz makiye ayırmadan sonra 4753 ve 5618 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca tevzi edilmiş ise de, 4753 Sayılı Yasanın 8. maddesinde ormanların tevzi edileceğine dair bir hüküm bulunmadığına, 6831 Sayılı Yasanın 1/j bendinin karşı kavramından funda veya makiliklerle örtülü orman ve … muhafaza karakteri taşıyan yerlerin orman sayılacağına, bilimsel olarak da % 12’den fazla eğimli makilik sahaların orman ve … muhafaza karakteri taşıması nedeniyle muhafaza(koruma) makisi yani orman sayılması gerektiğine, bu nitelikteki taşınmazların 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayrılamayacağına, ayrılmış olsa bile yasal dayanağı bulunmadığından yok hükmünde sayılacağına, orman niteliğini koruyan muhafaza (koruma) makilik alanlarda 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 Sayılı İnançları Birleştirme Kararının ve H.G.K.nun Y.K.Dnin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararının uygulama yerinin bulunmadığına, çekişmeli taşınmaz daha önce yapılan orman kadastro sınırları içinde olduğu halde arazi kadastro ekiplerinin bu durumu göz önünde bulundurmadan hata ile ikinci kadastro yapıp yolsuz olarak sicil oluşturmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. Maddesi hükmüne göre ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet … kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026 (E.MY’nın 934.İsviçre M.Y. 976) maddesi gereğince tapunun hiçbir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceğine, somut olayda 3402 sayılı yasanın 12/3maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığına, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan bir sicil kaydının davalılara ve karşı davacılara hiçbir zaman mülkiyet … kazandırmayacağına ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kayıtlarının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran açıklayıcı (ihzari) başka bir anlatımla sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğuna , bu tür kayıtlarda TMY’nın 1023. (E.MY’nın 931.İsviçre M.Y. 974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanmayacağı belirlenerek kaydın iptaline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29/04/2009 gününde oybirliği ile karar verildi.