Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/4072 E. 2009/7172 K. 30.04.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/4072
KARAR NO : 2009/7172
KARAR TARİHİ : 30.04.2009

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan … ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro çalışmalarında … köyü 101 ada 609 parsel sayılı 2805 hektar 8025,91 m2 yüzölçümündeki orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı gerçek kişiler ayrı ayrı olarak açtıkları davalarda kök murislerinden taksim ile kendilerine kalan veya üçüncü bir kişiden satın aldıkları ve kendi zilyetliklerinde olduğu iddiaları ile, davacı … ise, 04.07.1969 tarih 3 nolu (tarla vasıflı, 5860 m2 yüzölçümündeki, Sulh Hukuk Mahkemesinin 1963/171-1969/87 sayılı kararı gereğince tescil edilen) tapu kaydına dayanarak tapu dışında bir satış ile taşınmazı aldığı iddiası ile dava açmışlardır. Mahkemece, davacı …’nin davasının kabulü ile … bilirkişi raporundaki (A) harfli 9857.30 m2’lik taşınmazın tarla niteliği ile davacı adına, davacı …’nın davasının kabulü ile A, B, C harfli 12.184.31 m2, 7406.20 m2 ve 11,959.69 m2’lik taşınmazların davacı adına, davacılar … ve … davalarının kabulü ile (A) harfli 9680.89 m2’lik taşınmazın davacılar adına, davacı …’un davasının kabulüne, (A) ve (B) harfli 6469.79 m2 ve 1566.14 m2’lik taşınmazın kök muris … … mirasçıları adlarına, davacı …’in davasının kısmen kabulüne, (C) harfli 16.702.72 m2’lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, (A) ve (B2) harfli taşınmazlara yönelik davasının ise reddine, davacı … Çıplak’ın davasının kısmen kabulüne, (C) harfli 4429.85 m2’lik taşınmazın ahşap ev ve bahçe niteliği ile davacı adına tapuya tesciline, A, B, OR1 harfli taşınmazlara yönelik olarak açılan davanın ise reddine, davacı …’ın davasının kısmen kabulüne, (A) harfli 597.20 m2’lik taşınmazın muris … Çıplak mirasçıları adlarına tapuya tesciline, (O) harfli taşınmaza yönelik davanın ise reddine, davacı …’nın davasının ise kısmen kabulüne, (B) harfli 9326 m2’lik taşınmazın ahşap ev ve bahçe niteliği ile davacı adına tapuya tesciline, (A), (OR1), (OR2) harfli taşınmazlara yönelik davanın ise reddine,diğer davacıların davalarının reddine, yukarıda davacılar adına tesciline karar verilen miktarlar çekişmeli 101 ada 609 parselden düşüldükten sonra geriye kalan alanın 101 ada 609 parsel altında orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.hüküm davacılardan … ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmektedir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Yörede 3402 Sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince orman kadastro çalışması ve 2/Bmadde uygulaması yapılmıştır.
1- Davacı …’un temyiz itirazları yönünden;
Toplanan deliller, uzman bilirkişi kurulu raporu ve ziraat bilirkişi raporlarından davacının talep ettiği (A) harfli taşınmazın % 15- 30 meyilli olduğu, içinde 2 kaltı ev ile 20 yaşında 40-50 adet … ağacı ile 30-50 yaşında 5 edat meşe ağacının ve 20 adet ceviz ağacının bulunduğu, 1959 tarihli memleket haritasında kısmen açık kısmen yeşile … ormanlık alanda kaldığı, ancak taşınmazın bütünüyle tüm yönlerden 101 ada 609 parsel sayılı Bakacak Dağı Devlet Ormanı içinde kaldığı, mülkiyet belgesinin bulunmadığı, etrafında şahıs arazisinin olmadığı ve 6831 Sayılı Yasanın 17/2. Maddesi gereğince orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından orman sayılan yerlerden olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kaldı ki; Dairemizin 2008/5389 E. Sayılı kararında “Ormancı Bilirkişiler … …, … ile Jeolog Bilirkişi … tarafından düzenlenen 02.02.2007 tarihli raporun 1. bölümünde taşınmazın üzerinde 05-06 kapalılıkta meşe türü ağacının bulunduğu, alt tabakada çeşitli türde … ve meşe sürgünlerinin mevcut olduğu, toprağının orman toprağı niteliğinde olduğu açıklandıktan sonra raporun 10. bölümünde aynen “Davalı taşınmazın memleket haritasındaki rumuzlara göre çalılık alanlar içerisinde kaldığı görülmekte ise de, taşınmaz üzerinde bulunan meşe ağaçlarının mevcudiyeti, harita tanzimine müstenit olan … fotoğrafının çekimi sırasında bu ağaçların kesilmiş olduğu sadece çalılık örtünün kaldığı kanaati uyanmıştır. Şöyle ki; meşe ağacı tohumu, ağır tohumlu ağaçlar grubu içerisinde yer aldığı ve tohum kanatlarının olmaması nedeni ile uzak mesafelere rüzgar v.s. gibi etkenlerle taşınarak çalılık alanlar içerisinde çimlenip yetişmesi mümkün görülmemektedir. Dolayısı ile davalı taşınmaz üzerindeki meşenin daha önceki yıllarda tahrip edilmiş olduğu, … fotoğraflarının bu senelerde çekilmiş olduğu, fakat daha sonraki yıllarda … altında kalan kök ve yüzeyde bulunan gövde kesitlerinden çıkan kök ve sürgünlerinden yeniden bugün üzerinde görülen meşe ormanının meydana geldiği bilimsel bir gerçektir.” şeklinde bilimsel açıklamalarda bulunulduğu” hususuna değinilmekte olup çekişmeli taşınmazın üzerinde de halen meşe ağaçlarının var olması davacının talep ettiği taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu açıkça belirtmektedir. Bu nedenle, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece 101 ada 609 nolu Bakacak Dağı Devlet Ormanı olarak tesbit edilen taşınmaz içinde yer alan taşınmaz içinde kalan ve orman sayılmayan yerlerden oldukları kabul edilen taşınmazların birbirlerine bitişik halde oldukları, bir kısmının memleket haritasında açık renkli alanda kaldığı, bir kısmının ise yeşile … ibreli ağaç rumuzlu ormanlık alanda kaldıkları, bazılarının üzerinde halen orman ağacı olan … ağaçlarının bulunduğu, meyillerinin yüksek olduğu, memleket haritasında 1000 rakımın üzerindeki yerlerde münhani eğrilerinin sık olduğu yerlerde işaretlendikleri, memleket haritasında 2-3 metre boyunda … ağaçlarının bulunduğu ormanlık alanın devamı niteliğinde oldukları, tüm yönlerden 101 ada 609 nolu orman kadastro sınırları içindeki ormanlık alan ile çevrili oldukları, bir kısmının 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık olarak değerlendirilmesi gerektiği, bir kısmının ise gerek eylemli durumları gerekse memleket haritasındaki konumlarına göre orman sayılan yerlerden oldukları mülkiyet belgelerinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no’lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde “… 6831 Sayılı Yasanın 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı” öngörülmüştür.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda … ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 Sayılı Yasa, madde: 17/1-2 Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda …, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle … açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda … ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, … ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan … kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve … muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacı gerçek kişilerin davalarının reddi ile çekişmeli taşınmazın orman niteliği ile hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davaların bir kısmının kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : 1- Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle; davacı …’un temyiz itirazlarının reddine, bu davacının davasının reddi yolunda kurulan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının …’a yükletilmesine,
2- 2. Bentte açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 30/04/2009 günü oybirliği ile karar verildi.