YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/4027
KARAR NO : 2009/6604
KARAR TARİHİ : 15.04.2009
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … ; 03.09.1965 tarih 20 ve 21 sıra nolu tapu kayıtlarına tutunarak … Mahallesinde bulunan taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılması ve adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne yönelik verilen kararın Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.03.2001 gün 2001/1350 – 1975 sayılı bozma kararında özetle: “Hükme dayanak yapılan orman raporunun karar vermeye yeterli olmadığı, bu sebeple eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve amenajman planı getirtilerek yeniden yapılacak keşifte yöntemine uygun orman araştırması yapılması oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, … bilirkişi … … … tarafından düzenlenen 15.07.2008 havale tarihli krokili raporda gösterilen 55.887,16 m2 yüzölçümündeki taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 01.09.1994 tarihinde ilan edilerek kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Davacı … ’un 16.12.1994 tarihinde Kadastro Mahkemesine açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının devamı sırasında çekişmeli taşınmaz … Mahallesinde 2001-2002 yıllarında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 2730 ada 200 parsel numarasını almıştır. Kadastro Müdürlüğünce, 2730 ada 200 parsel sayılı 1.737 Hektar 8.522,88 m2 yüzölçümündeki taşınmaz senetsiz ve belgesizden orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş, 16.12.2002 – 15.01.2003 tarihleri arasında askı ilanı yapılmış, itiraz edilmediği yönündeki açıklama ile tutanak 16.1.20003 tarihinde kesinleştirilmiştir. Çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tespitinin yapıldığı tarihte Kadastro Mahkemesinde görülen temyize konu dava bulunduğundan kadastro müdürlüğünce; 2730 ada 200 parselin kadastro tespit tutanağı düzenlenirken 3402 Sayılı Kadastro Yasanının 5. maddesi uyarınca … hanesi kadastro mahkemesince doldurulmak üzere boş olarak tespit edilmesi ve tutanak aslı ile eklerinin kırmızı kalem ile davalıdır açıklaması (şerhi) yazılarak Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekirken bu kurala uyulmayarak çekişmeli taşınmazın … hanesinin doldurulmuş ve tutanağının kesinleştirilmiş olması sonuca etkili olmayıp, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 30/2. maddesi uyarınca taşınmazın gerçek hak sahipleri, Kadastro Mahkemesince resen yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda belirlenmelidir.
Somut uyuşmazlıkta davacının dava ettiği yerin dört tarafı 2730 ada 200 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen bölümleri ile çevrili olup, dayanak tapu kaydının çekişmeli yeri kapsadığından söz edilemez. Bu durumda dava edilen yer 6831 Sayılı Yasanının 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklık niteliğindedir. Kaldı ki; taşınmaz üzerinde Orman Yönetimince dikilen 24 yaşlarında 0,4 ve 0,5 kapalılıkta orman ağaçları bulunmakta olup davacının dava konusu yer üzerinde zilyetliği de mevcut değildir.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda … ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 Sayılı Yasa, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda …, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle … açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda … ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazların memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, … ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan … kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve … muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Hal böyle iken değinilen yönler gözetilerek öncelikle davaya konu 2730 ada 200 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının aslı davalı şerhi verdirilerek tapu sicil müdürlüğünden getirtilmeli, dava kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraz davası olduğundan davacı tarafından açılan davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 15/04/2009 günü oybirliği ile karar verildi.