YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/3464
KARAR NO : 2009/5404
KARAR TARİHİ : 31.03.2009
MAHKEMESİ : Kumru Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Kumru İlçesi, Fizme Beldesi, Karapınar Mahallesi 106 ada 16 parsel sayılı 962.88 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, fındık bahçesi niteliğinde kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı olarak davalı gerçek kişiler adına tespit edilmiş; Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece davanın reddi yolunda kurulan hükmün Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/05/2006 Gün ve 2006/4419- 2006/7010 Sayılı Kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında “mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunu bildiren orman bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğu, bilirkişi tarafından 1959 basımı memleket haritası uygulanarak taşınmazın öncesi ve hukuki durumunun buna göre belirlediği; oysa, mahkemenin 2004/457 Esas, (Dairenin 11910 Esas) sayılı dosyasında aynı mevkide bulunan bir başka taşınmazla ilgili olarak aynı bilirkişi raporunda farklı açıklamalarda bulunulduğu, anılan raporda 1959 basımı memleket haritasında taşınmazın bulunduğu Ağlavu (Afullu-Ahulu) mevkiinde eylemli olarak mevcut bulunan ormanın görünmediği; oysa, 1978 basımı memleket haritasında göründüğünün fark edilmesi üzerine 1972 yılında çekilen hava fotoğraflarının incelenmesi sonucunda Ağlavu mevkiinin 1972 yılında boylu ve çevre ormanlarla aynı özellikteki ormanlarla kaplı olduğu, eylemli durumda mevcut olan yöredeki bu ormanların en az 80-90 yaşlı olması nedeniyle 1959 yılı haritalarının yapımı sırasında bir kısım ormanların eksik değerlendirilerek, mevcut ormanların tam olarak işlenmediği, bu ormanlardaki ağaçların yaşları ve hava fotoğraflarında yetişkin orman olarak görünmeleri nedeniyle 1959 yılından sonra oluştuklarının da düşünülemeyeceğinin açıklandığı; bu nedenle, sözü edilen dosyada 1972 tarihli hava fotoğraflarına dayalı 1978 tarihli memleket haritası ile 1959 tarihli memleket haritası ve zemin durumu, çevre ormanların yaşlarının birlikte değerlendirilerek raporun hazırlandığı, aynı mevkide yer alan çekişmeli parsellerle ilgili raporda 1972 tarihli hava fotoğrafı ve buna dayanılarak hazırlanan 1978 tarihli memleket haritası, zemin ve çevre ormanların yaşlarının incelenip, irdelenmediği, Dairemizin iade kararı üzerine 1978 tarihli memleket haritası ile pafta örneğinin aplikesi sonucu hazırlanan konum gösteriminde çekişmeli yerin tamamının yeşil alanda gösterildiği, bu durumun çekişmeli yerle ilgili olarak yeterli araştırmanın yapılmadığı izlenimini uyandırdığı; bu nedenle, açıklanan hususlar da gözetilerek yeniden araştırma yapılması gerektiği açıklandıktan sonra mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde
ne şekilde nitelendirildiği belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumunun saptanması; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmesi; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Bu aşamada Hazine de taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile Orman Yönetimi yanında davaya katılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddi ile taşınmazın tespit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş; bu karar davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz davası niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 31/03/2009 gününde oybirliği ile karar verildi.