Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/2494 E. 2009/8242 K. 14.05.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2494
KARAR NO : 2009/8242
KARAR TARİHİ : 14.05.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.02.2004 gün ve 2004/15-835 sayılı kararıyla; davacı gerçek kişilerin … bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 4270 m2 taşınmaz bölümü için açılan davanın kabulüne, aynı krokide (A) ile gösterilen 2913 m2 bölüm için açılan davanın reddine ilişkin hüküm ONANMIŞ, davacılar vekilinin aynı bilirkişi krokisinde ( C ) ile gösterilen 1159 m2 bölüme yönelik temyiz itirazları kabul edilerek “kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla bu bölümün 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 1953 yılında makiye ayrıldığı, 1976 yılında da 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyaranıca nitelik kaybı nedeniyle orman sınırları dışına çıkarıldığının belirlendiği, makiye tefrik edilmekle taşınmazın orman ile ilgisinin kesildiği, bu nedenle 3402 Sayılı Yasanın 17.Maddesindeki koşullar altında imar ihya edilmesinin kazanmayı sağlayacağı, taşınmazın 1970 yılında tapulama dışı bırakıldığı, yerel bilirkişi ve tanıkların, taşınmazın 1970 yılından önce imar ihya edilerek … alanı olarak kullanılmaya başlandığını ve o tarihten sonra dava tarihine kadar 20 yıl süreyle … alanı olarak zilyet edildiğini söyledikleri, ziraat uzmaın bilirkişinin de taşınmazın 20 25 yıl önce imar ihya edilerek … alanı olarak kullanıldığını bildirdiği, o halde taşınmazın (C) ile gösterilen bölümü yönünden de davanın kanıtlandığı, bu nedenle bu bölüm için açılan davanın da kabulüne karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, … bilirkişi … … tarafından düzenlenen 05.08,2002 tarihli krokide (C) ile gösterilen 1159 m2 yüzölçümündeki bölümün ½ şer davacılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeşil … kaynı tesbit tarihinden önce 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 28.11.1975 tarihinde yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1988 yılına yapılıp 23.12.1988 tarihinde ilan edilen ve dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış yada herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayıl Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1970 yılında yapılmış ve sonuçları 20.08.1970 – 21.09.1970 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.

-2-
2009/2494-8242

Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve bozmadan önce, kesinleşmiş orman kadastrosu ve 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli taşınmaz bölümlerinin, 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken, 1988 yılında yapılıp 1989 yılında kesinleşen 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı belirlenip, … … köyünde 1951 yılında çalışan makiye ayırma komisyonu, 5653 Sayılı Yasa ile değişik 3116 Sayılı Yasanın 5. maddesinde öngörülen kişilerden oluşmadığından kuruluşu yasaya uygun olmadığı gibi, yönetmelik hükümlerine de aykırı oluşturulduğu, ayrıca bu komisyonun, yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı çalıştığı, zemine uygulama imkanı olmayan ölçeksiz kroki niteliğinde bir harita düzenlediği, yasaya aykırı kurulan komisyon tarafından yasaya aykırı olarak makiye ayrılan yerler için … tevzi işlemleri de yapılmadığı, 22.03.1996 tarih 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile “5653 Sayılı Yasayla değişik 3116 Sayılı Yasanın 1-e maddesi uyarınca kurulan maki tespit komisyonlarının yasal ve yaptıkları işlemlerinde geçerli olduğu ve makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verilmesi gerektiği” kabul edilip, davalı tarafın özel yasalar uyarınca oluşturulmuş tapu kaydının bulunmaması nedeniyle, bu komisyonun yaptığı makiye ayırma işlemlerine ve özel yasalar uyarınca oluşturulan tapu kayıtları dışında kalan başka tapu kayıtlarına ve zilyetliğe hukukça değer verilemeyeceği, yasa ve yönetmeliğe aykırı olarak makiye ayrılan taşınmazların, 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiği 1989 yılına kadar hukuken orman olduğunun kabul edilmesinin zorunlu olduğu, Anayasanın 169 ve 170. maddelerindeki 2924 Sayılı Yasada ve 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesinde özel olarak düzenlenen Devlet Ormanları ve nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin özel yasalarına tabii olduğu, H.G.K’nun 24.03.1999 gün 1999/1-170-167 ve 21.02.1990 gün 1989/1-700-101 kararlarında belirtildiği gibi, aslında özel mülkiyete konu olmayan taşınmazlar her nasılsa tapuya tescil edilmiş olsa bile, bu durum taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden tescil işlemi yok hükmünde olup, bu tür taşınmazlar hakkında M.Y.’nın 1023. (931.) maddesinde belirtilen iyi niyetle iktisap iddiasında bulunulamayacağı, yasalarımızın, nasıl oluşursa oluşsun, yanlış ve yolsuz tescillere dayalı olarak tapu sicilinde yapılacak değişiklikleri öngören iptal davaları görevini Adliye Mahkemelerine verdiği (M.Y.- Md. 1025.(933)” gözetilerek davanın reddine … verilmesi gerekirse de, … bilirkişi krokisinde (A) ve (B) ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümlerine ilişkin hükmün Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararı ile onandıktan sonra kesinleştiği, hükmüne uyulan aynı bozma kararında, … bilirkişi krokisinde (C) ile gösterilen bölüm için açılan davanın ise kabulü gerektiğine değinildiği, bozma kararının taraflarına tebliğ edildiği, Hazinenin karar düzeltme isteminin de aynı dairesinin 17.06.2004 gün ve 2004/4166-4840 sayılı kararıyla red edildiği, mahkemece bozma hükmüne uyulduğu ve bu şekilde bozma kararı kesinleşmekle, davacı gerçek kişi yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek bu bölüme ilişkin davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 14/05/2009 gününde oybirliği ile karar verildi.