Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/19782 E. 2010/3062 K. 11.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/19782
KARAR NO : 2010/3062
KARAR TARİHİ : 11.03.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi ve davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı … Yönetimi, … Beldesi 29 ada 89 parsel sayılı 11654,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, yörede 1974 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını belirterek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin tamamının harita bilirkişi krokisinde “A” ile gösterilen 10373,40 m²’lik bölümünün tapu kaydının iptaline, orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1974 yılında 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda dava konusu taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmış, 1957 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise taşınmazın, daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu gözönünde bulundurulmadan, hata sonucu ikinci kere kadastrosu yapılarak kişiler adlarına özel mülk olarak tesbit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın kısmen kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, 1974 yılında kesinleşen orman kadastro tutanaklarının 10. sayfasının 4. paragrafında dava konusu 89 nolu parselin tamamının orman kesiminde kaldığından orman sayılarak Devlet Ormanına ithaline karar verildiği belirtilmiştir. 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde … “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli

Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde … esaslar göz önünde bulundurularak orman kadastro harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda … Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde … tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği göz önünde bulundurularak ve davacı … arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, orman kadastrosunun kesinleşmesiyle taşınmaz kamu malı niteliğini kazandığı ve mülkiyet hakkının Hazineye geçtiği, bu nedenle mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari) bir hüküm olacağı, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023. (E.M.Y. 931 – İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı, davalı taşınmazı satın almışsa satış bedelini bu yeri kendisine satanlardan geri alabileceği, davalı tarafından hüküm temyiz edilmediğinden, davacı … Yönetimi yararına önceki hükmün kazanılmış hak olacağı gözönünde bulundurularak toplanan deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetimi ve davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 11/03/2010 günü oybirliği ile karar verildi.