Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/17664 E. 2009/18502 K. 14.12.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/17664
KARAR NO : 2009/18502
KARAR TARİHİ : 14.12.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sırasında davalılar, 13/03/2009 günlü dilekçesiyle reddi hakim yoluna başvurmuştur. Konu hakkında düşüncesine başvurulan Mahkeme Hakimi, koşulları bulunmadığı için reddi hakim talebinin reddedilmesini istemiş, ancak ilgilinin kendisi hakkında şikayette bulunduğunu gerekçe yaparak davadan çekindiğini belirtmiştir. Merci tarafından hakim reddi talebi reddedilmiş, mahkeme hakiminin çekinme istemi ise kabul edilmiştir.
Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

1) İncelenen dosya kapsamına göre, davalıların hakimin reddi için ileri sürdükleri sebepler işin esası yönünden temyiz sebebi olup, H.Y.U.Y.’nın 29. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden değildir. Bu nedenle, davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA karar vermek gerekmiştir.
2) Davalılar vekilinin hakimin davadan çekinmesine ilişkin temyiz itirazlarına gelince,
Duruşma hakiminin davadan çekinmesinde ileri sürdüğü gerekçe dikkate alındığında, hakimin çekinmesinin H.Y.U.Y.’nın 28. maddesi anlamında çekinme değil, aynı yasanın 29. maddesindeki hakimin kendi kendini reddetmesi şeklinde algılanması gerekir. Çünkü, hakimin çekinme kararı verebilmesi, ancak H.Y.U.Y.’nın 28. maddesindeki hallerden birinin varlığı halinde mümkündür. Dava, dosyasındaki bilgi ve belgelerden, H.Y.U.Y.’nın 28. maddesindeki anlamda ve hakimin çekinmesini gerektirecek şekilde bir bulguya rastlanmadığı gibi, hakimin kendisini reddetmesine ilişkin kararını yerinde bulan merci kararında da hukukça korunabilecek bir neden veya delile dayanılmadığı görülmüştür.
Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. (Anayasa mad. 9) Hakimler görevlerinde bağımsızlardır. Anayasa, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle, hakimler önüne gelen uyuşmazlıkları yasal çerçevesinde çözmek zorundadırlar. Bu işlemi yaparken hakim, bir olayla ilgili kuracağı hükümle, tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini düşünüp, hedefleyerek çalışmalı, yasalardan aldığı güçle hareket etmelidir. Hakim, tarafların geçerli ve yasal delillere dayanmayan soyut iddiaları karşısında başkalarına ve kendisine yabancı kalarak, hukukun ne dediğini söyleme yetkisini kullanıp, yargılama işlemi ile yargı kararlarının kişisel görüş, inanç ve duyguların aracı olamayacağını, yansız ve yasalardan aldığı güçle davanın taraflarına inandırmalıdır. Maddi delillerle desteklenmeyen soyut iddialar dayanak gösterilerek hakimlerin davadan çekinmeleri adaletin gecikmesine ve tabi hakim ilkesinin zedelenmesine yol açacağından kabul edilemez. Bu nedenle, mercinin hakimin çekinmesini kabul eden kararı bu yönü ile bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin reddi hakim talebini reddeden merci kararına ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
2) Mahkeme Hakimi … Çalışgan’ın davaya bakmaktan çekinmesini kabul eden merci kararının ise yukarıda iki nolu bentte belirtilen gerekçelerle BOZULMASINA 14/12/2009 gününde oybirliği ile karar verildi.