Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/17476 E. 2009/19513 K. 28.12.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/17476
KARAR NO : 2009/19513
KARAR TARİHİ : 28.12.2009

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23.12.2003 gün ve 9472-9875 sayılı bozma kararında özetle: “Tapulama çalışmalarının tamamlandığı yerlerde paftaların yenilenmesine ilişkin 2859 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre yenileme işlemleri yalnız teknik çalışmaları kapsayacağı, tapu siciline geçmiş veya geçmemiş mülkiyet ve mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, bu çalışmalara karşı mülkiyet değşitirici bir davanın açılamayacağı ve dinlenemeyeceği, Orman Yönetiminin orman savı ile açacağı bir davanın ancak genel mahkemede görülebileceği, kadastro mahkemesinde böyle bir davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, 2859 Sayılı Yasanın 5. maddesi” sadece yenileme tespitlerine yapılan itiraz ile komisyon kararına karşı açılacak davalara bakacak merciiyi gösterdiği, bu yasal olgular karşısında Orman Yönetiminin dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerlden olduğu iddiası ile davalı tapusunun iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemi ile açtığı davada çözüm yeri genel mahkemeler olup, kadastro mahkemesinin görevsiz olduğu, görev konusunun kamu düzeni ile ilgili olduğu ve davanın her aşamasında gözetilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra görevsizlik kararı verilerek dava dosyası sulh hukuk mahkemesine gönderilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdite dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 6831 Sayılı Yasaya göre 1965 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1744 Sayılı Yasaya göre 1976 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 2896 Sayılı Yasaya göre 18.06.1985 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ve 3302 Sayılı Yasaya göre 07.01.1992 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Hükme dayanak alınan 27.12.2006 tarihli bilirkişi kurulu raporuna ekli krokide 2152, 2153, 2154, 2155, 2156, 2157 ve 2158 orman sınır noktaları ile bu hattın güneyinde kalan 2138, 2339 ve 2340 orman sınır noktalarını birleştiren hattın, konum, açı, eğim, yön ve uzaklık bakımından bir örneği dosyada bulunan orman kadastro haritasıyla uyum ve benzerlik bulunmamaktadır. Orman kadastro haritasıyla çelişen bilirkişi rapor ve krokisine dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu … memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, … fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan … fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan … fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 28.12.2009 günü oybirliği ile karar verildi.