Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/17435 E. 2009/19420 K. 24.12.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/17435
KARAR NO : 2009/19420
KARAR TARİHİ : 24.12.2009

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … köyü … Mevkii 116 ada 7, 8 ve 9 parsel sayılı sırasıyla 3273,29 m2, 7287,78 m2 ve 7518,39 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğiyle devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdense de, … alanı haline getirilebilecek yerlerden olduğundan söz edilerek Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı gerçek kişiler, taşınmazların atalarının okul yeri olarak bağışladığı tarlalarının karşılığında atalarına verildiğini ve onlardan kendilerine kaldığını, kadim … alanı olup devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler ile ilgisinin olmadığını, tesbitlerinin iptalini ve adlarına tapuya tescilini istemişlerdir. Mahkemece davanın KABULÜNE, çekişmeli parsellerin tesbitlerinin iptaline ve payları oranında davacıların kök murisi … … mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Taşınmazlar Hazine adına tesbit edildiği halde, çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman yada mera sayılan yerlerden olup olmadığı yöntemince araştırılmamış, ziraat uzmanı bilirkişinin çekişmeli taşınmazların birbirinden farklı bölümlerini krokisi ile ortaya koyan rapor düzenlememiş, dayanılan tapu kaydının sınırları itibariyle her yere uyabilecek sınırlar içerdiği, komşu parsellerin davacı yada murisyeri adına tesbitlerinin kesinleşmesi nedeniyle, ne şekilde çekişmeli parselleri de kapsadığı irdelenmemiştir.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658 ve 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 Sayılı Yasa ile sadece hangi nitelikteki taşınmazların devlet ormanı sayılacağını göstermiş ve devlet ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, öncelikle yörede 5304 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 4/3 Maddesi gereğince yapıldığı anlaşılan orman kadastrosuna ilişkin işe başlama çalışma ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile çekişmeli yeri orman sınır noktaları ile birlikte gösteren orman kadastro haritası ve en eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilmeli, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının genel kadastroda revizyon görüp görmediği sorularak, görmüş ise revizyon gördüğü parsellerin tutanakları getirtilmeli, görmemiş ise nedeni sorulmalı, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğrafı getirtilmeli, yörede mera çalışması yapılıp yapılmadığı, mera tahsis kararı, mera nitelikli veri kaydı yada tapu kaydı bulunup bulunmadığı ilgili yönetimlerden sorularak, var ise getirtilip dosyasına eklenmeli, çekişmeli taşınmazların bulunduğu köy ile ilgisi olmayan yerel bilirkişi isimleri belirlenmeli, kadastro tesbit bilirkişileri de çağrılarak, önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir … elemanı aracılığıyla, çekişmeli 108 ada 95 ve … Mevkii 132 ada 29 sayılı parsellerin her ikisinde birden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte … uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; getirtilmeyen komşu parsellerin tutanak ve dayanakları da getirtilip tüm komşu parsel kayıtları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; kadastro tesbit tutanağında ismi yazılı kadastro yerel bilirkişileri ve var ise tarafların zilyetlik tanıkları ile mera olup olmadığı konusunda komşu köylerden tesbit edilen yerel bilirkişiler taşınmazlar başında dinlenmeli; dayanılan üç tarafı ark bir tarafı … okuyan tapu kaydının sınır ve yüzölçümüne göre çekişmeli parselleri kapsadığı söylenemeyeceğinden, taşınmazlardaki zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişil yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 Sayılı … Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince … ve … olarak kazanılmış … miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 24.12.2009 günü oybirliği ile karar verildi.