Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/12845 E. 2009/15712 K. 26.10.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/12845
KARAR NO : 2009/15712
KARAR TARİHİ : 26.10.2009

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, … Köyü 101 ada 15 parsel sayılı 140639.93 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı gerçek kişi, Mayıs 1970 tarih 55 numarada adına kayıtlı bulunan taşınmazının bu parsel içerisinde kaldığını ve tapu kapsamının orman kadastro sınırları dışında olduğunu ileri sürerek bu bölümün adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin fen bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 6894 m2 yüzölçümündeki bölümünün davacı İsmail oğlu … adına tapuya tesciline, aynı krokide (B) ile gösterilen 133745.93 m2 yüzölçümündeki bölümün de orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 Sayılı Yasaya göre 8 Eylül 1940 tarihinde Resmi Gazetede ilanı yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1744 Sayılı Yasaya göre 02/06/1980 tarihinde ilanı yapılıp dava tarihinde kesinleşen ablikasyon ve 2. madde uygulaması vardır. 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesine göre yapılan kadastroda, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece, taşınmazın temyize konu (A) bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları dışında ve tapu kaydı kapsamında kaldığı ve orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurlmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; davacı ilk tesis kaydı Şubat 1340 tarihten gelen Mayıs 1970 tarih 55 numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Dayanılan tapu kaydı 6894 m2 yüzölçümünde tarla nitelikli, Şarken; Bıyıklı oğlu Halil hissesi, Şimalen; Garben; Cenuben; Dağ olan değişir sınırlı ½ pay tapusudur. Mahkemece iki kez uzman orman ve ziraat bilirkişi aracılığı ile keşif yapılmış ve rapor alınmıştır. 09/05/2008 tarihli keşifte dinlenen Orman Yüksek Mühendisi Necati Kalafat raporunda; çekişmeli taşınmazın 0.7 – 08 kapalılıkta 5 – 70 yaş arasında karaçam ve ardıç ağaçları ile kaplı olduğunu ve ayrıca sahada çam ağaçları bulunduğunu, yörede 1940 yılında yapılan tahditte ve bu tahdidin ablikasyonu olan 1744 Sayılı Yasaya göre 1977 yılında yapılan ablikasyon ve 2. madde uygulamasında tahdit sınırı dışında bırakılmış ise de ağaçların yaşları dikkate alındığında bu alanın tamamının 1940 yılında da orman sayılan yerlerden olması nedeniyle hiç bir bildirime gerek kalmadan 4785 Sayılı Yasaya göre devletleştirilmiş sayılacağı, 5658 Sayılı Yasaya göre iade koşullarının bulunmadığı, bu nedenle tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği, 05/11/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4999 Sayılı Yasa çerçevesinde eskiden unutulmuş ormanların kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesine göre yapılarak orman olarak sınırlandırıldığını, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesine göre orman sayılan yerlerden olduğunu belirtmiştir. 27/10/2008 tarihli keşifte dinlenen ziraat ve Orman Yüksek Mühendisleri … Tutan ve Bahattin Karakayanın birlikte hazırladıkları raporlarında; “dayanılan tapu kaydının değişir sınırlı olması nedeniyle kayıt miktarı kadar alanda yapılan incelemede taşınmazın 18-20 seneden beri toprak işlemesinin yapılmamış olması nedeniyle çevre ormanlardan tohumlama yolu ile gelmiş, üzerinde 0,3-0,6 kapalılıkta 5-18 yaş karaçam fidanlarının görüldüğü, batısında 70-80 yaş, güneyinde 5-40 yaşları arasında değişen karaçam ağaçları bulunduğu, ancak taşınmazın tapu kaydının bulunduğu, 1951 çekimi hava fotoğrafı ve 1953 basımı memleket, yine 1990 yılı çekimi hava fotoğrafı ve 1993 basımı memleket haritasında açık alanda olduğu önceki blirkişinin taşınmazı yanlış yerde değerlendirdiği, geçerli tapu kaydı bulunması nedeniyle 6831 Sayılı Yasanın 1/G maddesi uyarınca orman sayılmayan yerlerden olduğu”bildirilmiş ve mahkemece bu rapora dayanılarak davanın kabulü yolunda hüküm kurulmuştur.
Her iki orman raporu yaptıkları değerlendirme ve ulaştıkları sonuç olarak birbiri ile çelişiyorsa da taşınmazın eylemli durumu konusunda birbirini doğrulamaktadır. Taşınmaz, terk iradesini oluşturacak bir sürede kullanılmadığı gibi, davacının dayandığı tapu kaydının bu yere uyduğu da kabul edilemez. Tapu kaydı Çandır mevkiindedir. Üç sınırı dağ okumakta, doğudaki Bıyıklı oğlu Halil hissesinin dahi neresi olduğu belirlenememiştir. Bu haliyle tapu kaydının dava edilen yere uyduğu düşünülemeyeceği gibi, çekişmeli taşınmaz orman sınırları dışında değil, ormana bitişik ve orman parseli içersindedir. Bu nedenle, 6831 Sayılı Yasanın 1/G maddesindeki istisna durum somut olayda da söz konusu değildir.
Tüm bu olgular karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken aykırı düşüncelerle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 26.10.2009 günü oybirliği ile karar verildi.