YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/11475
KARAR NO : 2009/14203
KARAR TARİHİ : 05.10.2009
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, … İlçesi … Köyü 101 ada 1 parsel sayılı 4145455,90 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Devlet orman niteliği ile belgesizden Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, bu taşınmaz içinde kendisine ait tarlalarının kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin 26.05.2009 tarihli krokide (A)=3882,02 m2 bölümünün tarla niteliğinde davacı adına, geri kalan 4141573,88 m2 bölümünün tespit gibi orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına ve dava konusu taşınmazın paftadaki konumuna göre, komşu ve yakın komşu parsellerden 204 ada 1 parsel 8134,96 m2, 204 ada 2 parsel 1655,15 m2, 204 ada 3 parsel 570,99 m2, 204 ada 4 parsel 2752,37 m2, 205 ada 1 parsel 2783,83 m2, 206 ada 1 parsel 6099,81 m2, 206 ada 2 parsel 2108,87 m2, 207 ada 1 parselin 3174,04 m2 toplam 27280,02 m2’lik alanın kadastro sırasında kişiler adına tespit gördüğü, özellikle keşif sonucu resmi belgelere dayalı olarak düzenlenen bilirkişi raporu ve çekişmeli taşınmazın memleket haritasındaki ve kadastro paftasındaki konumu incelendiğinde, komşu parsellerle birlikte 101 ada 1 nolu orman parselinin ortasında ormaniçi açıklığı niteliğinde olduğu, komşu parseller hakkında da hazinenin her zaman devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiası ile dava açabileceği gözönünde bulundurulduğunda; dava konusu taşınmazın 6831 Sayılı Yasanın 17/2 maddesi kapsamında orman içi açıklık niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 Sayılı Yasa, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 … ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 … ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 … ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 … ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 … ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 … ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 … ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 … ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; Bu tür yerler yasa gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davanın tümden reddi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak şekilde kabulüne karar verilmesi usül ve yasaya aykırıdır
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 05.10.2009 günü oybirliği ile karar verildi.