Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/11396 E. 2009/15431 K. 22.10.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/11396
KARAR NO : 2009/15431
KARAR TARİHİ : 22.10.2009

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … Yönetimi, dava dilekçesiyle … İlçesi, … Köyü, Göller Mevkiinde bulunan davalı adına kayıtlı 3162 nolu parselin,bölgede 2007 yılında yapılan orman kadastrosu çalışmaları sırasında 81 nolu orman kadastro komisyonu tarafından orman alanı içerisinde kaldığını belirterek tapunun iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi gereği 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 Sayılı Yasaya göre yapılan orman kadastrosu 28.02.2008’de ilan edilerek 28.08.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Arazi kadastrosu çalışmaları ise 1958 yılında yapılmış ve dava konusu parsel itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın tapu maliki … oğlu …’nın nüfus kaydına rastlanılmadığı, dava dilekçesinin ise adresi bilinmediğinden tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece öncelikle tapu maliki … oğlu …’nın nüfus kaydı yeniden araştırılarak sağsa, adresi tespit edilip Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun olarak dava dilekçesinin gerçek malike tebliği ile davada taraf teşkili sağlanmalıdır. 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve fen bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 2007 yılında yapılarak 2008 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı anlaşılırsa, 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı; genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, orman kadastrosunun kesinleşmesiyle taşınmaz kamu malı niteliğini kazandığı ve mülkiyet hakkının Hazineye geçtiği, bu nedenle verilecek mahkeme kararının, yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari) bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023. (E.M.Y. 931 – İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı, davalı dava konusu taşınmazı satın almışsa, taşınmazı kendisine devir eden kişi ya da kişilerden satış bedelini, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri alabileceği göz önünde bulundurularak kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir. Ne varki mahkemece herhangi bir araştırma ve uygulama yapılmamış, taşınmazın gerçekten kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kalıp kalmadığı belirlenmemiştir. O halde mahkemece kesinleşen orman kadastro ve harita tutanakları yerine uygulanıp kesinleşen orman kadastrosuna göre taşınmazın sınırları belirlenerek orman kadastrosu sınırları içerisinde kalıyorsa davanın kabulüne, dışında kalıyorsa şimdi olduğu gibi davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine 22.10.2009 günü oybirliği ile karar verildi.