YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/10882
KARAR NO : 2009/14820
KARAR TARİHİ : 14.10.2009
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2007 yılında yapılan kadastro sırasında, … Köyü 101 ada 1 ve 2 parsel sayılı sırasıyla 2.974,87 m2 ve 1.492,66 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, Aralık 1991 tarih 23 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile … adına tespit edilmiştir. Davacı …; Aralık 1991 tarih 23 sıra nolu tapu kaydının miktarının 6.000 m2 olduğu halde kadastro çalışmaları sırasında 101 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gördüğü, tapu kaydındaki eksikliğin 101 ada 496 sayılı orman parseli içinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, dava edilen yerin kesinleşen orman tahdit haritasına göre 101 ada 496 parsel sayılı Mahya Dağı Devlet ormanı sınırları içinde kaldığı, davacının tutunduğu tapu kaydının hukuki değerini kaybettiği gerekçesi ile davanın reddine, 101 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi davacı adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 05.03.1964 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; Dairenin 10.6.2009 … 2009/6565-9628 sayılı geri çevirme kararı üzerine dosya arasına getirtilen belgeler incelendiğinde çekişmeli taşınmazında içinde bulunduğu Mahya Dağı Devlet Ormanının 05.03.1964 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığından 2007 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmaları sırasında kadastro tespit tutanağı düzenlenmeden alan hesabı yapılıp 101 ada 496 parsel numarası verildiği ve 11.09.2007 tarihinde Mahya Dağı Serisi Devlet Ormanı niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesine göre kadastro mahkemesinin görevi kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Somut olayda da çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmediğine göre davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Kaldı ki; çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmediğine göre dava orman kadastrosuna itirazdavası olup 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinde düzenlenen 6 ve 10 yılık hak düşürücü sürelerde dolmuştur. Orman kadastrosu dava tarihinden çok önce kesinleştiğinden 3402 Sayılı Yasanın 22/son maddesi uyarınca aktarma suretiyle tapu kaydı oluşacağından hak düşürücü süre nedeniyle dava reddedilecek ise bu konuda karar verme yetkisi de asliye hukuk mahkemesine aittir. Görev, kamu düzeni ile ilgili olduğundan yargılamanın her aşamasında istek olmaksızın göz önünde bulundurulmalıdır. O halde; mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dava dosyasının görevli ve yetkili Demirköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 14/10/2009 günü oybirliği ile karar verildi.