Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2009/1023 E. 2009/6681 K. 16.04.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/1023
KARAR NO : 2009/6681
KARAR TARİHİ : 16.04.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapunun beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin silinmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … 24.02.2003 tarihli dilekçesiyle …Köyü … mevkii 2475 sayılı parselin, 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde olduğunu, ancak makiye ayrılmakla, orman ile ilgisinin kalmadığını, para ve emek sarfıyla imar ihya edilip, eklemeli olarak 40 yıldan fazla süreyle … alanı olarak kullanıldığını, Hazine adına tesbit ve tapuya tescil edildiği tarihe kadar, yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek, Hazine adına olan tapu kaydın iptali ile adına tapuya tescilini, tapunun beyanlar hanesine davalı gerçek kişiler yararına konulan zilyetlik şerhinin silinmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, imar ihya ve zilyetliğe dayanılarak kesinleşen 2/B madde sahası olması nedeniyle Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tesciline, tapunun beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin silinmesine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 24.03.1976 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması ile 1987 yılında yapılıp, 04.06.1987 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden çok önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
1988-1992 yılları arasında 3402 ve 2924 Sayılı Yasa hükümleri gereğince yapılıp, 28.01.1993 ila 01.03.1993 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen arazi kadastrosunda … Mahallesi … mevkii 2475 parsel sayılı 2377 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğiyle davalı gerçek kişiler murisi … ’un kullanımda olduğu beyanlara yazılarak Hazine adına tesbiti itirazsız kesinleşip tapuya kayıt edilmiştir
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, kesinleşmiş orman kadastrosu, maki tefrik haritası ve 6831 Sayılı Yasanın 2. madde tutanakların ve haritalarının uygulamasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken, 1957 yılında makiye ayrıldığı, 1961 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosunda orman olarak tapulama dışı bırakıldığı, 1976 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 1345 parsel sayısı ile 1980 yılında Hazine adına tescil edildiği, gerçek kişilerin itirazı üzerine Kadastro Mahkemesinin 11.6.1984 gün ve 1984/417-879 sayılı kararı ile bu tecilin ikinci kadastro sayılarak iptal edildiği, çekişmeli parselin, 1988 yılında yapılan kullanım kadastrosu sırasında tekrar Hazine adına tesbit edilip, kadastro tesbitinin itirazsız kesinleştiği belirlenip, Ağustos 2007 tarih ve 8 sayılı YARGITAY KARARLAR DERGİSİNDE yayınlanan, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.12.2006 gün ve 2006/14641-17945 sayılı kararında da açıklandığı gibi, 5653 sayılı yasa ile değişik 3116 sayılı yasanın 1. maddesi hükmüne göre kurulan makiye ayırma komisyonunun, 6831 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra yasal hiçbir dayanağının kalmadığı, yörede 1953, 1957 ve 1963 yıllarında yörede makiye ayırma çalışması yapan komisyonlar yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun kurulmadığı gibi, yasa ve yönetmelik hükümlerine de aykırı çalıştıkları bu nedenle yaptıkları makiye ayırma işlemine değer verilemeyeceği, yasa ve yönetmelik hükümlerine uyulmadan yapılan çalışma sonunda makiye ayrılan yerlerin tevzii işlemlerinin de yapılmadığı, makiye ayrılan yerlerde özel yasaları gereği oluşturulan tapu kayıtları dışındaki kayıtlar ile zilyetliğe değer verilmeyeceği, 6831 Sayılı Yasanın değişik 2. ve 2/B madde uygulaması sonucu orman niteliğini kaybetmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların, Anayasanın 170. maddesinde belirtilen kamu hizmetinin yerine getirilmesi için 2924 Sayılı Yasa gereği Orman Bakanlığının emrine geçeceği, başka bir anlatımla, Orman Bakanlığına tahsis edilmiş sayılacağından 3402 Sayılı Yasanın 17. maddesi ve yine yasalar gereği Hazineye kalan yerler olması nedeniyle aynı yasanın 18. maddesi hükmü karşısında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olamayacağı gibi, makiye ayırma işleminin yapıldığı 1957 yılından, arazi kadastrosunda orman olarak tapulama dışı bırakıldığı 1961 yılına, bu tarihten, Hazine adına tesbit edildiği 1980 yılına ve bu tarihten, gerçek kişilerin açtığı dava sonucu tekrar tapulama dışı bırakıldığı 1984 yılına ve bu tarihten sonra da yine, belediye sınırları içine alındığı 1987 ve Hazine adına tesbitinin yapıldığı 1988 yılına kadar, kesintisiz ve nizasız 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin hiçbir zaman dolmadığı, tapunun beyanlar hanesinde zilyet edilenlerin gösterilebilmesi için diğer şartların yanı sıra kadastro tesbit tarihinden geriye doğru enaz 5 yıl süreyle o köyde ikamet etmesi ve o orman köyü nüfusuna kayıtlı olması gerektiği, oysa davacının, çekişmeli taşınmazın bulunduğu köy nüfusuna kayıtlı olmadığı ve geçmiş 5 yılda bu köyde oturmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına, karar tarihinden sonra, 27.01.2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5831 Sayılı Yasanın 5. Maddesiyle, 6831 Sayılı Yasaya eklenen Ek.10. Maddesi uyarınca, Orman Yasasının; 20.06.1973 tarih ve 1744 sayılı Yasayla değişik 2. Maddesi, 23.09.1983 tarihli 2896 ve 05.06.1986 tarihli 3302 Sayılı Yasalarla değişik 2. Madde 1. Fıkra (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerler, çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceğine, yasa hükmü“orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren” denmek suretiyle, orman dışına çıkarma tarihine kadar geriye yürütüldüğüne göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16/04/2009 günü oybirliği ile karar verildi.