YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/9552
KARAR NO : 2008/12289
KARAR TARİHİ : 07.10.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, … Beldesi 1192 parsel sayılı taşınmazın tamamının öncesinin orman olduğunu, yörede 13.04.1999 tarihinde ilan edilen ve kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parselin (B) ile işaretli 2308.59 m2’sinin davalı adına olan tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline, tapunun beyanlar hanesinde 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan yer olduğunun şerh verilmesine, kalan kısmına yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; parselin tamamının öncesinin orman olduğu, kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığı iddiası ile açılan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 Sayılı Yasaya göre 1943 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ile 09.09.1991 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
1- İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 2308.59 m2’lik bölümünün kesinleşen 2/B madde uygulama alanında kaldığı anlaşıldığından davalı gerçek kişinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Hazinenin temyiz itirazlarına gelince;
Kesinleşmiş orman kadastrosunun bulunması halinde, kural olarak bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Ancak, orman kadastrosu 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önce yapılmışsa, 3116 Sayılı Yasa sadece devlet ormanlarının kadastrosunun yapılacağını öngördüğünden, 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakılan taşınmazların orman olup olmadığını belirlemekte yetersiz kalır. Bu halde, taşınmazın orman olup olmadığının 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan iadeye tabi olacakların koşulları 5658 Sayılı Yasada gösterilmiştir.
Yörede 4785 Sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle yapılmış bir orman kadastro çalışması bulunmadığından orman kadastro sınırları dışında kalıp da memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğraflarında orman olarak görünen taşınmaz bölümlerinin de orman niteliği ile Hazine adına tescil edilmesi gerektiği düşünülmelidir.
Raporu hükme esas alınan bilirkişilerce memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğrafları yöntemince uygulanmış ve bu belgeler üzerindeki konumu gösterilmiştir. Rapora ekli memleket haritasının incelenmesinde taşınmazın … kısmında yeşil alanda kalan bir bölümünün bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, dosyanın raporu hükme esas alınan … ve orman uzmanı bilirkişilere tevdii ile kendilerinden yeşil alanda kalan bu bölümü de gösterir infaza elverişli kroki alınması ve çevredeki geniş orman parselleri ile birlikte orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmesi zorunludur.
Değinilen yönler göz ardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1- Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- 2. bentte açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 07/10/2008 günü oybirliği ile karar verildi.