YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/9482
KARAR NO : 2008/13398
KARAR TARİHİ : 20.10.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi ve Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.10.2006 gün ve 2006/13965-13573 sayılı bozma kararında özetle “Mahkemece, taşınmazın bulunduğu yerde 3402 Sayılı Yasının 4. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile ilgili işlemin dava tarihinden sonra ilana çıkarılması nedeniyle kesinleşmediği, bu nedenle davanın aynı zamanda orman kadastrosuna itiraza dönüştüğünü ve bu tür davalara bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu kabulü dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; dava konusu parselin 2613 Sayılı Kadastro Yasası hükümlerine göre tesbiti yapılmış ve 13/12/1988 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Yörede tesbitin kesinleşmesinden sonra 1989 yılında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre, 2613 Sayılı Yasa uygulamasında tespit harici bırakılan taşınmazlara yönelik olarak yapılmış ve bu yerlere ada ve parsel numarası verilerek askı ilanına çıkarılmıştır.
Başka bir anlatımla; 1987 yılında 2613 Sayılı Yasa hükümlerine göre kadastro beyannamesi düzenlenen ve 1988 yılında ilana çıkartılan taşınmazlar arazi kadastro ekibince düzenlenen haritada orman sınırları dışında gösterilerek bu yerler hakkında yapılan işlem ilana çıkarılmamış, 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre orman kadastro ekibinin düzenlediği haritaya da uyulmamıştır.
Hal böyle olunca; çekişmeli 37 ada 79 sayılı parsel hakkında yapılan bir orman kadastrosundan ve kadastro mahkemesinde görülecek bir orman kadastrosuna itiraz davasının varlığından söz etme olanağı bulunmamaktadır. Davacı Hazine, taşınmazın öncesinin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğuna göre tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanarak uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekir.
Bu nedenle; mahkemece, (tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri), (dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları), komşu parsel ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, dayanak tapu kaydı yöntemince zemine uygulanmalı, uyması halinde ve çekişmeli taşınmaz 6831 Sayılı Yasanın 1 ve 4785 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman sayılan yerlerden değilse; davanın reddine, aksi takdirde kabule karar verilmeli, tapu kaydı uymadığı takdirde bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte … uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davalılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli ve toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında ve 2/B kapsamında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 20/10/2008 gününde oybirliği ile karar verildi.