YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/8546
KARAR NO : 2008/12368
KARAR TARİHİ : 08.10.2008
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … ile davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … İlçesi, … Köyü 101 ada 1 parsel numaralı taşınmaz, orman niteliği ile davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı 25/04/1979 tarih ve 10 sayılı tapu kaydı ile taşınmazın maliki olduğunu ileri sürerek; Hazine adına olan tespitin iptali ile, adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE; … İlçesi, … Köyü, 101 ada 1 sayılı parselin , … bilirkişisi … …’ın 20/07/2007 tarihli raporunda A ile gösterilen 15855,767 m2, B ile gösterilen 9354,208 m2, D ie gösterilen 33301,743 m2 ve E ile gösterilen 5290,574 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin , tespitin İPTALİ ile aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle, davacı … adına TAPUYA KAYIT VE TESCİLİNE, C ile gösterilen 14295,600 m2 yüzölçümündeki bölümün Hazine adına TAPUYA KAYIT VE TESCİLİNE, karar verilmiş, hüküm davacı … ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
1-İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın … bilirkişisi … …’ın 20/07/2007 tarihli raporunda, C ile gösterilen 14295,600 m2 yüzölçümündeki bölümünün uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, davacı …’nun temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince,mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.Şöyle ki; 22/6/2007 tarihli keşifte uzmanlığına başvurulan orman bilirkişisinin 30/7/2007 tarihli raporunda ,çekişmeli taşınmazın … bilirkişisi … …’ın 20/07/2007 tarihli raporunda A ile gösterilen 15855,767 m2, B ile gösterilen 9354,208 m2, D ile gösterilen 33301,743 m2 ve E ile gösterilen 5290,574 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu yolunda görüş bildirilmiş ise de ,taşınmazın C ile gösterilen bölümünün orman sayılan yer olduğunun saptandığı , … bilirkişi raporunda diğer bölümlerinin kısmen ekili olduğu kısmen de meşelik olduğunun belirtildiği dava edilen
yerin güneyindeki bölümün dava edilen orman parselinin geri kalan kısmı olduğu,kuzey bölümündeki taşınmazın ise mahkemece araştırılmadığı,… bilirkişi raporunda bu bölümün başka bir köyün arazisi olabileceğinin gözlendiği, her ne kadar davacı tapuya dayanmış ise de dayanılan tapu kaydının ve tescil ilamının dava konusu yerere uyup uymadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde hudutlarının zeminde bulunup gösterilmediği,tapusu bulunmayan bir taşınmazın dört yönünün de orman sayılan arazi ile çevrili olması durumunda 6831 sayılı yasanın 17/2 maddesi kapsamında orman içi açıklık niteliğinde olup orman sayılan yerlerden olduğu düşünülerek bu yönde araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle, davaya konu taşınmazın kuzey yönünde bulunan taşınmazların ne olduğu araştırılarak, bu yöndeki taşınmazın başka bir köyün sınırları içine girdiği anlaşılırsa,anılan köyde genel arazi kadastrosu yapılıp yapılmadığı hususu, kadastro ve tapu sicil müdürlüklerine yazılacak yazıya dava dosyasında hükme esas alınan raporu düzenleyen … bilirkişi krokisi örneği eklenmek suretiyle sorularak, genel arazi kadastrosu yapılmış ise çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazlar hakkında ne gibi işlem yapıldığı, kadastro tespit tutanağı düzenlenmiş ise kadastro tespit tutanağının bir örneği ile dayanakları tutanakları kesinleşmiş ise edinme nedeni ve tarihi yazılı olan tapu kayıtları ile bu taşınmazların bulunduğu adanın pafta örneğinin davaya konu taşımazın bulunduğu pafta ile kenarlaştırılmış olarak istenerek dosyaya konulması, yine davacının dayandığı 25/4/1979 tarih 10 sayılı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılarak revizyonu var ise buna ilişkin kadastro tespit tutanağı ile kesinleşmiş ise edinme nedeni ve tarihi yazılı olan tapu kaydının getirtilerek dosyaya konulması gerekmektedir.
Daha sonra, mahkemece yeniden keşifte, davacının tapu kaydına dayandığı gözetilerek, yerel bilirkişiler ve … ehli aracılığı ile … parsellerin dayanakları ile denetlenerek 25/4/1979 tarih 10 sayılı tapu kaydı ve dayanağı Felahiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 7/2/1978 tarih 1974/157-1978/13 sayılı tescil ilamı 3402 sayılı yasanın 20/c, 21 ve 32/3 maddesi gereğince sabit sınırdan başlamak suretiyle yöntemince taşınmaz ve çevresine uygulatılmalı, dayanak tapu kaydından revizyon görüp de hakkında dava açılmadan kesinleşen parseller var ise yüzölçümleri de dahil edilerek dayanak tapu kayıtlarının krokisi var ise kroki çapına itibar edilmeli, kayıt miktar fazlasının ormandan açıldığı göz önünde bulundurulmalı,davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uymadığı takdirde ve dört yönden orman ile çevrili, ormanın devamı niteliğinde ve 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesine göre orman içi açıklığı konumunda, orman bütünlüğünü bozan yerlerden olduğu belirlenirse, orman içi açıklıkların kişiler adına özel mülk olarak tescil edilemeyeceği gözetilmelidir.
Orman içi açıklıkları özel mülkiyete konu olamayacağından zilyetlikle kazanılamaz.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda … ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 Sayılı Yasa, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan
orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda …, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle … açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede
tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda … ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, … ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan … kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.Ayrıca; bu tür yerler yasa gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların H.G.K.nun 2004/7- 531- 582 sayılı kararıyla da kabul edildiği gibi, orman kadastrosu kesinleşen yerlerde dahi, zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak yoktur.
Taşınmazın orman içi açıklık konumunda olmadığı ve tapu kaydı uymamakla birlikte özel mülkiyete konu olabilecek nitelikteki yerlerden olduğu saptandığı taktirde ise, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Keşifte … uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, varsa önceki zilyetler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, … ve … olarak kazanılmış … miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz
3-)Kabule göre ise, davaya konu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman olduğu saptanan … bilirkişisi … …’ın 20/07/2007 tarihli raporunda, C ile gösterilen 14295,600 m2 yüzölçümündeki bölümünün hüküm yerinde niteliğinin orman olduğunun
belirtilmemiş olması, keza davaya konu parselin dava edilmeyen geri kalan bölümü hakkında sicil oluşturulmamış olması dahi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:1-Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddine,
2-İkinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 8/10/2008 günü oybirliği ile karar verildi.