Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/7488 E. 2008/8877 K. 17.06.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/7488
KARAR NO : 2008/8877
KARAR TARİHİ : 17.06.2008

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davası sırasında davalı taraf vekili 28/03/2008 günlü dilekçesiyle reddi hakim yoluna başvurmuştur.
Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davalı vekili, 28/03/2008 tarihli dilekçesiyle; 19/10/2007 günlü oturumda davaya konu alacak miktarının tesbiti amacıyla “… Üniversitesi Hukuk Fakültesi … Hukuku Kürsüsünde görevli ve en az docent seviyesinde bir bilirkişiden rapor alınmasına” karar verildiği halde, daha sonra duruşma tutanaklarının hiçbir gerekçe gösterilmeksizin “… Üniversitesi Hukuk Fakültesi … Hukuku Kürsüsünde görevli ….” şeklinde değiştirildiğini, daha önceki bilirkişi incelemesinin de aynı Üniversiteden seçilen bilirkişilere yaptırılarak aleyhlerine rapor düzenlendiğini belirterek, Mahkeme Hakimi … Başkaya (30115)’nın bu davranışı ile H.Y.U.Y.’nın 29/6. maddesi çerçevesinde tarafsızlığını şüpheli hale getirdiğini belirterek hakimi ret etmiştir.
Mahkeme Hakimi … Başkaya; duruşma zabıtlarının bilgisayar ortamında yazıldığını, mahkemelerinde aynı nitelikteki 87 adet dava dosyasının duruşmasının 19/10/2008 günü yapılması sırasında yanlışlıkla bir dosyada (2007/116 E.) bilgisayar çıktısının “… Üniversitesi Hukuk Fakültesi….” şeklinde yazıldığının yargılama aşamasında farkedilmesi üzerine gerekli düzeltmenin aynı anda ve duruşmada yapıldığını, bu işlemler yapılırken ilk bilirkişi raporunun da henüz dosyaya intikal etmediği için sonucunu bilmelerinin mümkün olmadığını belirterek, reddi hakim talebinin reddini talep etmiştir.
Reddi inceleyen merci hakimi; somut olayda, H.Y.U.Y.’nın 29. maddesinde öngörülen ret koşulları bulunmadığı gibi, davalının da kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle hakim reddi isteminin reddine dair verdiği karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede, delil olarak temyiz dilekçesine eklenen (Ek 1) duruşma tutanağında, aynı oturumda ifadelerine başvurulan tanıklar ile mahkeme hakimi ve zabıt katibinin imzalarının bulunmadığı, ancak bu tutanağın mahkemenin diğer dava dosyalarındaki duruşma zabıtlarında kullanılan aynı harf karakteri ile bilgisayar ortamında yazıldığı görülmektedir.
Aynı gün yargılaması yapılan ve bilgisayar ortamında seri şekilde bilgisayar çıktılarının alındığı anlaşılan diğer duruşma tutanaklarının ise dinlenen tanıklar ile mahkeme hakimi ve zabıt katibi tarafından imzalandığı ve yargılama sırasında hazır olan tarafların bu işleme karşı tutanağa geçmiş bir itirazlarının bulunmadığı, bu haliyle yanlışlığın maddi bir hatadan
kaynaklandığı, davalılar aleyhine düzenlendiği belirtilen 19/10/2007 tarihli bilirkişi raporlarının da duruşmanın yapıldığı tarihte dava dosyası içinde bulunmaması nedeniyle bu raporlardaki bilgilerin taraflarca ve mahkeme hakimince bilinmesinin mümkün olmadığı, dava ve dosya kapsamına uygun olmayan bilirkişi seçimi ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak verilecek kararın esas hükümle birlikte başlı başına temyiz nedeni yapılacağı somut olayda, H.Y.U.Y.’nın 29. maddesinde belirtilen ve hakimin reddini gerektiren bir hususun bulunmadığı görülmekle, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17/06/2008 gününde oybirliği ile karar verildi.