YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/7321
KARAR NO : 2008/11107
KARAR TARİHİ : 16.09.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … YÖNETİMİ, … Köyü, … mevkiindeki 105 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ORMAN SAYILAN YERLERDEN olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptal edilerek orman niteliğinde Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptaliyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm … VE ARKADAŞLARI tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, genel arazi kadastrosu ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Medeni Yasa mülkiyet hakkının doğumunu nedene (illete) bağlı bir hukuksal işlem olarak kabul etmiştir. Medeni Yasanın sistemine göre; tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur. Geçerli bir hukuksal nedene dayanmayan tescil işlemi yolsuz tescil niteliğini taşır ve her zaman iptali istenebilir (Hukuk Genel Kurulunun 30/05/2001 gün ve 2001/1-464-470 sayılı ve 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 S.K.).Yolsuz tescille ayni hak kazanılmış olmaz (Prof.Dr.M.Kemal Oğuzman, Prof.Dr.Ömer Seliçi Eşya Hukuku 5.bası 1998 s.141).
Öte yandan, doğal servet ve kaynak niteliğindeki ormanların, özel mülkiyet konusu olmasına yasal olanak yoktur. Bu tür yerler hakkında gerçek kişiler adına sicil oluşturulması da taşınmazın özde kamu malı olma niteliğini değiştiremez (Yargıtay 1.H.D. 11/9/1989 gün ve 1989/8162-9365). Öncesi itibarıyla orman olan ve yapılan orman tahdidinde herhangi bir nedenle orman tahdit sınırı dışında gösterilen yerin zilyetlikle veya tapu ile kazanılması mümkün olmadığı gibi, tüm ormanlar 4785 Sayılı Yasa ile devletleştirilmiş olup, 5658 Sayılı Yasaya göre yapılmış bir iade de söz konusu olmadığından, eski tapulara da değer verilemez.
Davaya konu, … Köyü, … mevkiindeki 105 ada 8 parsel sayılı taşınmaz, 7113,81 m2 yüzölçümü ve koruluk niteliğinde davalıların mirasbırakanı … adına tapuda kayıtlıdır.
Somut olayda; çekişmeli taşınmaz yörede yapılan genel arazi kadastrosu sırasında … mevkii 123 parsel numarası ve 7480 m2 yüzölçümü ve koruluk niteliği ile belgesiz olarak 1290 senesinde … tarafından … camiine vakfedildiğinden 17/06/1953 tarihinde … Vakıf1ar Müdürlüğü adına tespit edilip 15/1/1955-14/2/1955’de ilan edilerek itirazsız kesinleşerek tescil edilmiş, daha sonra 2859 Sayılı Yasaya göre yenileme kadastrosunda 105 ada 5 parsel verilerek kesinleşmekle, önce …’a, ondan da yine 14/03/1986’da satış ile …’a intikal etmiş ise de, uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılan yerlerden olduğu saptanan taşınmazın sonradan davacı adına oluşturulan tapu kaydı, yolsuz tescil niteliğinde bir kayıt olduğu gibi dayanak tapu kaydı 4785 Sayılı Yasa karşısında yasal değerini yitirmiştir.
Özde kamu malı olan taşınmazın özel mülk olarak tescil edilmesi sahibine mülkiyet hakkı kazandırmaz. H.G.K.’nun 21.02.1990 günve 198911-700-101 ve 18.10.1989 gün ve 1-419/528 sayılı kararlarında kabul edildiği gibi, bu tür taşınmazlarda M.Y.’nın 1023 (931) maddesinde yazılı tapuya güven ilkesi ve 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz.
O halde, başlangıçtan itibaren geçersiz olan kaydın iptaline ilişkin hüküm yenilik doğuran (inşai) bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari) bir hükümdür (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/02/2003 gün ve 2003/20-102 Esas ve 2003/90 Karar sayılı ilamı). Bu nedenle; mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 16/09/2008 gününde oybirliği ile karar verildi.